"Beni başarısız mı buluyorsunuz?"
İMKB Başkanı Turhan o soruya böyle yanıt verdi...
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Başkanı İbrahim Turhan, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanlığı konusunda ilginç açıklamalarda bulundu.
Bir basın mensubunun SPK Başkanlığı için isminin gündemde olduğunu belirtmesine karşılık Turhan, ''Şu anda sizden duyuyorum bunları. Şu anda yaptığım işten gayet memnunum. Beni burada başarısız mı buluyorsunuz? Bana yeni iş yaratmaya çalışıyorsunuz. Halimden son derece memnunum'' değerlendirmesinde bulundu.
ÖNEMİN GÖSTERGESİ
Borsa İstanbul'da Hazine payının yüzde 49 olmasının, aslında hükümetin özel sektöre, piyasaya ne kadar önem verdiğini, burada asıl belirleyici olanın kim olması gerektiğini açıkça gösterdiğini söyledi. Türkiye Yatırımcı İlişkileri Derneği (TÜYİD) tarafından düzenlenen ''TÜYİD Yatırımcı İlişkileri Zirvesi 2012'' kokteylinde konuşan Turhan, sermaye piyasası ve İMKB hakkında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye'deki ilgili bütün tarafların sermaye piyasalarının önemi konusunda hemfikir olduklarını vurgulayan Turhan, bu durumun sermaye piyasaları açısından önemli bir nokta olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin temel büyüme dinamikleri açısından herhangi bir sorun yaşamadığına dikkat çeken Turhan, ''Ülkemizin demografik yapısı, piyasalarımızın özellikleri, insan kaynağımız birlikte değerlendirildiğinde büyüme potansiyelimiz olumlu, herhangi bir sorun yok. Ancak bu büyüme potansiyelinin hayata geçirilmesi için en önemli unsurlardan bir tanesi tabii ki finansman. Nitelikli iş gücü ile sermaye bir araya gelsin ki, büyüme gerçekleşsin. Gerek biz temel göstergeler üzerinden analiz yapsak, gerek hükümet 2013 vizyonu, hedefi çerçevesinde bunu ele almış olsa önümüzdeki on yıllık dönemde Türkiye'nin geçmiş on yıllık döneme benzer bir büyüme performansını ortaya koyması gerektiğini anlıyoruz'' diye konuştu.
Türkiye'nin 2023 yılında 2 trilyon dolarlık milli gelire sahip olması için, gelecek 10 yıllık dönemde milli geliri 1,5 kat artıracak bir büyüme projeksiyonunun öngörüldüğünü anımsatan Turhan, ''Bunun gerçekleşmesi için geçmiş verilerle kabaca bir projeksiyon yaparsanız yıllık milli gelirin yüzde 25-26'sı kadar bir yatırım harcaması gerekiyor. Bunu yapmak için tasarrufları artırmak lazım. Sistemik finansal riskin önlenmesi açısından da bu çok önemli. Bu tek başına tabii ki yetmez. Türkiye 1990'lı yıllarda gerçekleştirmediği bir tüketim açığına da sahip" dedi.
Borsa İstanbul AŞ'de Hazine payının yüzde 49 ile sınırlı tutulduğunu hatırlatan Turhan, ''Bu durum aslında hükümetin özel sektöre, piyasaya ne kadar önem verdiğini, burada asıl belirleyici olanın kim olması gerektiğini açıkça gösteriyor. Önümüzdeki dönemde öncelikle mevcut borsaların borsamızla birleşmesi, yatay konsolidasyon süreci önemli gündem konularımızdan birisi olacak'' dedi.
STRATEJİK ORTAKLIKLAR
Turhan, 1998 yılına kadar dünyanın en iyi 5 teknolojisinden birine sahip İMKB'nin o tarihten sonra gerekli teknoloji yatırımlarının hayata geçirilmemiş olması nedeniyle bu etkinliğini koruyamadığını belirtti.
İstanbul Finans Merkezi projesinin bir unsuru olarak İstanbul'u dünyanın önde gelen finans merkezlerinden biri olması için öncelikle yapılması gereken konunun alt yapı olduğunu vurgulayan Turhan, şöyle konuştu: ''Şu anda çalışmalarımız bu anlamda sürüyor. Önümüzdeki yılın ortalarına kadar stratejik ortaklıklar tesis etmek yoluyla bu anlamda da bir açılım sağlayacağımızı düşünüyorum. Stratejik ortaklıklardan kastımız hem teknoloji hem de know-how anlamında, bizimle paylaşılacak bir değerdir. Biz borsa yönetimi olarak para verip bir teknolojiyi almayı hem de onun esiri olmayı istemiyoruz. Çünkü Borsa İstanbul, aynı zamanda bölgesine yönelik de iddiaları ve planları olan bir borsa. Dolayısıyla teknolojinin sahibi olmak bizim için çok önemli. O teknolojiyi başka piyasalara sunabilmek bizim için çok önemli. İşte stratejik ortaklık arayışına girmemizin temelin de yatan sebep bu. Bu anlamda da büyük bir memnuniyetle söyleyebiliyorum ki biz müracaat eden değil, müracaat edilen borsa olduk.''
ATAK YAPAN KURUM OLACAK
Yakın zamanda sertifikalar pazarını açtıklarını, bu çerçevede yeni bir yapılandırılmış ürün kazandırdıklarını ve son dönemde hem varantlarla hem sertifikalarla ilgili çalışmaların devam ettiğini anlatan Turhan, ''Yakın zamanda üzerinde çalışacağımız konulardan bir tanesi de 'Contract for Difference'. Buradaki yönelimimizin temel dayanağı şu; özellikle vadeli işlem ve opsiyon piyasasının devreye girmesi ile beraber yapılandırılmış ürün noktasında da çok daha fazla ihtiyacımız olacağını, bunun da gelişmeye açık bir sektör olacağını düşünüyoruz. Bundan sonra müdafaa yapan değil, atak yapan, ofansif oynayan kurum olacağız'' diye konuştu.
Turhan, pay senetleri için repo piyasasının devreye alınmasının çok önemli bir açılım sağlayacağına dikkati çekerek, açığa satışlarla ilgili de, ''Sermaye Piyasası Kurulumuz (SPK) açığa satışla ilgili mevcut fiyattan o anki işlem gören fiyat ya da onun üzerindeki fiyattan ancak işlem yapabilmesine yönelik düzenlemeyi esnetiyor. Bu konuda borsamıza yetki verecek. Bunu da sistemik risk oluşturacak durumlar hariç bütün dünya borsalarında olduğu gibi daha esnek bir şekilde gerçekleştirmeye çalışacağız'' bilgisin verdi.
Büyümenin temel dinamiğinin özel sektör ve özel sektörün yatırımları olduğuna da dikkat çeken Turhan, ''Bu yatırımların bilinçli, etkin ve etkili bir şekilde hayata geçmesini sağlayan yatırımcı ve aracı kuruluşlardır. Bütün bunların olabilmesi için gerekli bir unsur daha var; bu piyasanın sorunlarını biliyoruz. Çok çeşitli nedenlerle bugüne kadar belki istenen performansı göstermemiş olabiliriz. Bundan sonra önümüzde çok büyük bir fırsat var. Bütün ilgili taraflar artık köstek olmak için değil destek olmak için hazır'' diye konuştu.
Piyasaya dışarıdan yapılan müdahalelerin sevimsiz ve arzu edilmez olduğunu ifade eden Turhan, bunları önlemin yolunun da piyasanın kendi disiplinini sağlamasından geçtiğini dile getirdi. ''Bunun gerçekleşebileceği bir ortam olduğunu düşünüyorum. Geldiğimiz nokta itibariyle bunu yapabileceğimize inanıyorum'' diyen Turhan, piyasa aktörlerinin kendi kendilerine bu disiplini sağlayabilmeleri halinde dışarıdan müdahale etmek isteyenlere ''Çok teşekkürler, bizim ihtiyacımız yok'' diyebilme imkanı olacağını belirtti.