Borsa İstanbul kırdığı rekorla dünyaya fark attı!
Borsa İstanbul yılın ilk yarısında yüzde 38 yükselerek dünyaya fark attı. Küresel anlamda resesyon endişelerinin arttığı ikinci yarıda ise hisselerin nasıl bir performans göstereceği merak ediliyor. Son dönemde emtia fiyatlarındaki artıştan olumlu etkilenen şirketler için zorlu bir dönem olabilir. Yüksek enflasyonist ortamda kârını artıracak sektörler ise öne çıkacak gibi…
Dünya'dan Ufuk KOrcan'ın haberine göre; Merkez bankaları geride bıraktığımız haftaya da damgasını vurdu. Tüm dünyada merakla beklenen ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz kararı toplantısından beklendiği gibi 75 baz puanlık faiz artırımı çıktı. Kararın ardından Başkan Powell’ın yaptığı açıklamalar piyasalarda olumlu karşılanırken hisse senedi ve kripto paralar gibi riskli varlıklara alımlar geldi. Peki, açıklamalar gerçekten piyasaları rahatlatan türden miydi? Aslında hayır. Ama piyasalar yine duymak istediklerini duydu.
Piyasanın keyfi bilir!
Faizleri yüzde 2.25-2.50 bandına çeken Fed, artırımların devam edeceği mesajını verdi. Öyle ki Powell, ekonominin resesyonda olduğu iddialarını reddederek bir sonraki toplantıda da alışılmadık derecede büyük bir artışın olabileceğini ancak bu kararın verilere bağlı olacağını söyledi. Yani enflasyon kontrol altına alınana kadar faiz artışı sürecek. Ancak Powell’ın ‘faiz artış hızının bir noktada yavaşlayacağı’ ifadesi piyasalar tarafından öne çıkartıldı. Sanki faiz artırımları sonsuza kadar sürecekti de bu söylemle bir anda aydınlanma oldu! Ama biraz önce de dediğim gibi piyasalar her zaman bu tür açıklamalarda duymak istediğini duyuyor. Piyasaların Powell’ın açıklamalarına verdiği ilk tepkinin ‘abartılı’ olduğu düşünenlerin sayısı da az değil. Örneğin Morgan Stanley Baş Stratejisti Mike Wilson’a göre yatırımcılar biraz erken ‘havaya’ girdi.
Hisse tercihleri değişiyor
Gelelim yurt içine… İçeride de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Enflasyon Raporu yakından takip edildi. Merkez Bankası, 2022 enflasyon tahminini yüzde 42.8’den yüzde 60.4’e yükseltti. Yapılan açıklamalara bakıldığında mevcut para politikası devam edecek. Parasını riskli varlıklarda değerlendirmek istemeyenler için Kur Korumalı Mevduat (KKM) cazibesini korumaya devam ediyor.
Tasarrufl arını enflasyona karşı korumak isteyenler için hisse senedi tercih listesinde ilk sırada olmaya devam ediyor. Fakat yaşanan gelişmelerin ardından yılın ilk yarısındaki hisse tercihlerinde değişiklikler oluyor. Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası Avrupa’da yaşanan gaz sıkıntısı ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) faiz artırımlarına başlaması Euro Bölgesi’ne yönelik resesyon beklentilerini kuvvetlendirmiş durumda. Yatırım bankası Goldman Sachs, Euro Bölgesi’nin yılın ikinci yarısında resesyona gireceği tahmininde bulundu.
İkinci yarıda hangi hisseler öne çıkar?
Yılın ilk yarısını yüzde 38 yükselişle tamamlayan Borsa İstanbul, bu performansı ile diğer ülke borsalarından pozitif yönde ayrışmış durumda. Başta sanayi olmak üzere Türk şirketlerinin artan kârlılıkları bu performansta etkili oldu. Ancak ikinci yarı biraz daha zorlu geçebilir. Özellikle resesyon endişelerinin olduğu Euro Bölgesi, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olması nedeniyle bu bölgeye ihracat yapan şirketlerin büyümesini olumsuz etkileyebilir. Ancak içeride süren enflasyonist ortam ve kurlardaki yukarı yönlü beklentiler döviz fazlası olan şirket hisselerini yine ön planda tutacak. Küresel anlamda bir resesyonun petrol ve gıda dışındaki emtia fiyatlarında aşağı yönlü yaratacağı baskı yine bu segmentteki kârlılıkları olumsuz etkileyebilir. Yurtdışında her ne kadar resesyon endişeleri hakimse de Türkiye’de bir resesyon beklentisi şu an yok.
Gedik hedef büyüttü
Dolayısıyla iç talebin canlılığını koruması beklentisiyle gıda ve gıda perakendeciliği hisseleri ilgi görmeye devam edebilir. Güçlü devam eden şirket büyümeleri ve enflasyonist ortamın yarattığı etki ile endeks hedefini 3.081’den 3.500’e çıkartan Gedik Yatırım, bankacılık sektöründe yüzde 45, sanayide yüzde 37’lik yükseliş potansiyeli görüyor.
Borsada kritik seviye: 2.354
BİST100 Endeksi haftalık bazdaki grafikte 4 Ekim 2021 tarihinde 1.371 puan seviyesinden başlattığı yükseliş trendi üzerindeki seyrini devam ettiriyor. Şu ana kadar 2.354 puan sayesindeki destek noktasının çalıştığı görüldü. Burası bu hafta için hem yatay hem de yukarıda bahsettiğimiz yükseliş trendinin destek noktası konumunda. Bu sebeple endekste inişli çıkışlı bir fiyat seyri de olsa bu hafta için destek noktası 2.354 puan seviyesine denk gelen trendin üzerinde kalındığı sürece yönün yukarı olduğu söylenebilir. Yakalanan ivmenin devamı halinde 2.593 puan seviyesi ara direnç noktası olmak üzere endekste 2.780 puan seviyesine kadar yükseliş potansiyeli bulunuyor. Olumsuz senaryoda yukarıda belirttiğimiz destek noktalarının altına gelinmesi ilk aşamada 2.279 sonrasında ise 2.197 desteklerinin test edilme riskini artırabilir.
Dolarda yükseliş sürer mi?
Haftalık bazdaki grafikte 17.07 TL’nin üzerinde kalınması dolar/ TL paritesinde yükselişi teknik anlamda açıklayan en temel gösterge. Bu sebeple paritede bir rahatlamadan bahsetmek için öncelik olarak 17.07 TL seviyesinin altında fiyatların oluşması gerekiyor. Ancak bu senaryo gerçekleşse bile paritenin hala 3 Ocak 2022 tarihinde başlattığı yükseliş trendi üzerinde olduğu unutulmamalı. Bu trendin destek noktası ise 15.96 TL seviyesine denk geliyor. Bu seviyenin altında ise 15.73 TL seviyesinde bir yatay destek noktası var. İşte bu seviyeler aşağı doğru geçilirse o zaman paritede 14.47- 14.85 TL bandına kadar bir geri çekilme gözlemlenebilir. Olumsuz senaryoda ise 17.07 TL seviyesinin üzerinde kalınması paritede 18.25 TL seviyesinin test edilme riskini artıracak öneme sahip.