Çin Avrupa'yı solladı

Rekor haberi otomotiv sektöründen...

Çin Avrupa'yı solladı

Alman medyasında yer alan haberde, geride bıraktığımız 2012 yılında Çin'de 13,2 milyon otomobil satıldığı bildirildi. Çin otomobil sektörü tarihinde ilk kez tüm Avrupa’dan fazla araç satıldığına vurgu yapılan haberde, 2012 yılında Avrupa piyasasındaki satışların ise 12,5 milyonda kaldığı belirtildi. Avrupa genelinde 2011 yılında ise 13,6 milyon adet otomobil satılmıştı. Piyasa uzmanları 2030 yılına dair yaptığı tahminlerde, dünyanın en hızlı gelişen ülkesi konumunda yer alan Çin’in 17 yıla kadar otomobil piyasasında Avrupa, ABD ve Japonya'nın toplam satış hacmine ulaşacağını ön görüyor. Avrupa otomobil piyasasında yaşanan düşüşün ana sebebi olarak, yaşanan Euro krizi ön plana çıkarken, 2012 yılında Avrupa'da toplam 15 milyon otomobil imal edildiği kaydedildi. Haberde ayrıca, Çin'in otomobil üretim rakamının 2013 yılında tahminen 14 milyon sınırına dayanacağı ileri sürüldü. Ekonomistler, Çin'in gelecek yıl otomobil üretiminde de Avrupa'nın önüne geçmesini bekleniyor.

Çin'de özellikle orta sınıfın güçlenmesi ve zenginleşmesi ile tüketim eğilimleri de artarken, özellikle araç alımı Çinlilerin lüks harcama kalemleri arasında üst sıralarda yer alıyor.

ÇİN GÖZÜNÜ DÜNYA DEVİ MERCEDES’E DİKTİ

Pekin hükümetinin, Alman lüks otomotiv üreticisi Mercedes’in sahibi olan Daimler’le ortak olmak için harekete geçtiği, şirketin sahip olduğu hisselerden yüzde 10’luk kısmına talip olduğu öne sürüldü.

Çin medyasında yer alan haberde, Çin Yatırım Şirketi (CIC)nin Mercedes’in sahibi Daimler hissesi satın almak için görüşmelere başladığı bildirildi. Çin’in devlet tarafından kurulan ülkenin resmi yatırım kurumu niteliğinde olan şirketinin, Daimler’in yüzde 4 ile 10 arasındaki hissesini almayı hedeflediği belirtilirken, konu ile ilgili herhangi başka bir bilgi yer almadı.

İlk kez otomotiv sektöründe bir girişimle anılan CIC’in yurt dışında doğrudan yatırım tutarının yaklaşık 150 milyar dolar olduğu ifade ediliyor. CIC ayrıca, son dönemde yatırım olarak doğal kaynaklar ve altyapı gibi alanlara ağırlık vermeye başlamıştı.