Cumhurbaşkanı Erdoğan: Memura, işçiye ve emekliye en iyi zammı yaptık
Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeklilere yılsonunda yeni bir değerlendirme yapabileceklerini söyleyerek, “Memura, işçiye ve emekliye bütçe şartlarını zorlayarak yapabileceğimiz en iyi zammı yaptık” dedi. Akaryakıttaki ÖTV zammı tartışmaları konusunda ise Erdoğan, ''6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun mali yük, bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni kapsayan ziyaretlerinin ardından Türkiye'ye dönüşünde uçakta açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Uçakta yer alan Star Haber Genel Yayın Yönetmeni Nazlı Çelik, canlı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mesajlarını aktardı.
Erdoğan, ziyaretleri şu sözlerle değerlendirdi:
''Ziyaretlerimizde çok çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Görüşmelerimizde ikili ilişkilerimizi bütün boyutlarıyla ele aldık. Küresel ve bölgesel gelişmeleri aramızda değerlendirme fırsatı bulduk. Kazan kazan anlayışı içerisinde önemli ve kapsamlı işbirliği projeleri üzerinde durduk. Bu ülkelerle işbirliğimiz, önümüzdeki dönemde somut projelerle güçlenerek gelişecektir.
''İşbirliğimizi daha da ileriye taşıdık''
Bunun ekonomimiz üzerindeki müspet etkilerini de inşallah en kısa zamanda göreceğiz. Özellikle savunma sanayii, enerji, turizm, müteahhitlik gibi alanlarda kararlaştırdığımız hususları hızla hayata geçireceğiz. Ziyaretimiz sırasında Körfez bölgesinin huzur ve istikrarına olan desteğimizi de vurguladık. Bölgeyle ilgili meselelerin bölgesel işbirlikleriyle ele alınması gerektiğine inanıyorum. Bu itibarla bölgesel konularda istişare ve eşgüdümümüzün devamında mutabık kaldık. Suudi Arabistan ile ikili ilişkilerimizde yeni bir döneme girdiğimizi söylemiştim. İmzaladığımız beş anlaşmayla işbirliğimizi daha da ileriye taşıdık. Cidde’deki temaslarımızın ardından malumunuz Doha’ya geçtik. Katar ile ilişkilerimizin bu sene 50’nci yıl dönümünü kutluyoruz. Stratejik ortağımız da olan bu ülkeyle işbirliğimiz mükemmel düzeyde seyrediyor. Katar Emiri Şeyh Temim ile yaptığımız görüşmede mevcut işbirliğimizi farklı alanlarda ilerletme kararı aldık.
“Anlaşmaların toplam değeri 50,7 milyar dolar”
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), bizim bölgedeki en önemli ticari ve ekonomik ortaklarımızdandır. Geçen yıl ticaret hacmimizi yüzde 25 artışla 10 milyar dolara çıkardık. Bu rakam artmaya devam ediyor. Türkiye ile Emirlikler arasında ticaret ve yatırım konularında çok ciddi bir potansiyel mevcut. Ziyaretimizde bu potansiyeli harekete geçirecek adımları değerlendirdik. Kabul ettiğimiz ortak mutabakatla, ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkardık. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey mekanizmasının kuruluşunu gerçekleştirdik. Mekanizmanın tesisiyle birlikte gündemimizdeki konuları en üst seviyede ele alacağımız bir platforma kavuşturduk. Ortak mutabakata ilave olarak farklı alanlarda 13 anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaların toplam değeri 50,7 milyar dolardır. 2023 yılı, Birleşik Arap Emirlikleri ile de diplomatik ilişkilerimizin tesisisin 50’nci seneidevriyesidir. Ziyaretimizle bu önemli yıl dönümünü anlamına uygun bir şekilde idrak etmiş olduk. Her üç ülke de DEİK öncülüğünde düzenlenen iş forumları yeni ticari ortaklıkların kurulmasına katkı sağlamıştır. Türkiye'nin otomobili TOGG’un da muhataplarımız tarafından beğeniyle karşılandığını belirtmek isterim. Üç ülkeyle iş birliğimizi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren bölge turumuzun hayırlara vesile olmasını diliyorum. 28 Mayıs gecesi itibarıyla inşasına başladığımız Türkiye Yüzyılını, dış politikada yeni hamle ve açılımların vasıtası haline getirmek istiyoruz. Körfez ziyaretimiz bunun adımlarından biriydi. İnşallah diğer coğrafyalarda atacağımız adımlarla bunu daha da pekiştireceğiz. Ziyaretimizin son gününde 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramını kutlamak üzere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine intikal ettik. Kahraman Mehmetçiklerimiz ile Mücahitlerin omuz omuza 49 yıl önce gerçekleştirdiği Barış Harekatı, Kıbrıs Türkü kardeşlerimizi yok olmaktan kurtarmıştır. Aradan geçen sürede Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, her alanda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Biz de bu süreçte her zaman Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduk, oluyoruz, olmaya da devam edeceğiz. Barış Harekatı’nın 49’uncu yıl dönümünü büyük bir coşkuyla ve yeni eserlerin açılışıyla idrak ettik. Bu vesileyle Ercan Havalimanının yeni terminal binasının ve pistinin açılışını gerçekleştirdik. Kıbrıs meselesinin çözümüne dair duruşumuzu ve önerilerimizi tüm dünya ile paylaştık. Kıbrıs Türk Halkı’nın güvenlik, refah ve esenliği için çalışırken, Ada’nın kalıcı ve adil bir barışa kavuşması için de diplomatik gayretlerimizi sürdüreceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.''
Rusya’nın gıda koridorunu kapatma meselesi Avrupa basınında şöyle yer aldı. “İsveç’e NATO’da yeşil ışık yakılması, Türkiye’nin arabuluculukta önemini azalttı” gibi ifade ediliyor. Böyle bir görüşe katılır mısınız?
Onların bu görüşlerine katılmıyorum. Tam aksine biz, şu anda Rusya ile ilişkilerimizi devam ettiriyoruz. Gerek Dışişleri Bakanım Hakan Bey gerek MİT Başkanım İbrahim Bey görüşmelerini devam ettiriyorlar. Görüşmelerle birlikte çok yakın bir zamanda Sayın Putin ile ama telefon diplomasisi ama aramızda daha önce konuştuğumuz Türkiye ziyareti ile inşallah bu işi belli bir yere bağlayacağız. Rusya’nın da bazı beklentileri var. Bunların aşılması halinde Rusya bu tahıl koridorunun aktif çalışmasından yana. Karadeniz Tahıl Girişiminin sonlandırılmasının küresel gıda fiyatlarını artırmasının yanı sıra bazı bölgelerde kıtlık ve ardından yeni göç dalgalarına kadar uzanan bir dizi etkisi olacaktır. Bunun önüne geçmek için inisiyatif almaktan geri durmayız. Sayın Putin ile konuyu etraflıca konuşarak, bu insani hareketin devamını temin edeceğimize inanıyorum. Kendisinin de Batılı ülkelerden bazı beklentileri olduğunu biliyoruz. Bu konuda da Batılı ülkelerin harekete geçmesi gerekmektedir. Karadeniz Tahıl Girişimiyle dünya piyasalarına 33 milyondan fazla tahılın sevkini sağladık. Küresel salgının, ekonomik krizin ardından sonuçları çok daha ağır olacak küresel bir gıda krizinin önüne geçtik. Sonuçları itibariyle bu kadar hayati olan bir girişimin devam etmesi insanlığın hayrınadır. Diplomasinin tüm enstrümanlarını kullanacak, tüm gayretimizi bu meseleye yoğunlaştıracağız. Savaş ortamında insanlığa hizmet eden bir uzlaşı sağlandı ve bunun devam etmesi için elimizden geleni yapacağız. Türkiye’ye dönüşte Sayın Putin ile görüşmelerimi gerçekleştireceğim. Öncelikle telefon diplomasisini kullanacağız. Sayın Putin’in ağustos ayında planlanan ziyareti de gerçekleşirse bu hususları tüm ayrıntısıyla görüşeceğiz. İnanıyorum ki süreç uzamadan, Karadeniz Tahıl Girişiminin devamını sağlayacağız.
Türkiye ekonomisiyle ilgili çok tartışılan bir konuyu sormak istiyorum. Akaryakıtta ÖTV artışıyla ilgili tartışmalar var. Bu konudaki yaklaşımınız nedir? Vatandaşın ekonomik olarak rahatlaması için süre verebilir misiniz? Bir de memurlara yapılan artış tatmin edici bulunmasına rağmen, emeklilere yapılan artış biraz yetersiz bulundu. Emekli maaşları konusunda yeni bir yaklaşımınız olacak mı?
Akaryakıtta Hazine ve Maliye Bakanlığımız vergi ile alakalı bir düzenleme yaptı. Özellikle ÖTV’nin maktu olmasından dolayı çok uzun zamandır enflasyon güncellemesi yapılmamıştı. Bu nedenle ÖTV’de böyle bir artışa gidildi. Özellikle 6 Şubat depremlerinin getirdiği yoğun mali yük, bu anlamda bütçenin ihtiyaçları kapsamında böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyduk.
''Akaryakıt fiyatında avrupa'nın en ucuz ülkelerindeniz''
Tüm bunlara rağmen akaryakıt fiyatlarında Türkiye, Avrupa’nın en ucuz ülkelerinden biri. Akaryakıtta zaten bir otomatik fiyatlandırma mekanizması var. Dünyadaki fiyatlar çerçevesinde belirleniyor. ÖTV artışıyla yapılan da depremin etkileri, depremle mücadele ile alakalı Türkiye’nin ihtiyaçları kapsamında yapılmış bir vergi düzenlemesidir. Emekliler noktasında da yıl sonu itibarıyla yeniden bir değerlendirme yapmamız söz konusu. Memura, işçiye ve emekliye bütçe şartlarını zorlayarak yapabileceğimiz en iyi zammı yaptık. Kimseyi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair söz verdik ve şu ana kadar da ezdirmedik. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerimize enflasyon zammına ilave refah payı verilerek zam oranını yüzde 25'e yükselttik. Memur emeklilerine de aynı şekilde yüzde 25 oranında zam yapıldı. Enflasyonun üzerinde artışlar yapıldı. Biz memurumuza, çalışanımıza, emeklimize bu zamları yaparken, bazı fırsatçı, açgözlüler de adeta vatandaşın cebine elini uzatıyor. Bu fırsatçılara izin vermeyeceğiz. Ticaret Bakanlığımız, denetimlerini sıklaştırdı, cezai işlemleri artırıyoruz.
Akaryakıt zammının ardından şöyle bir algı ortaya çıktı, Gabar’da keşfedilen petrolle alakalı,’ biz bu petrolü çıkartıyorsak, niye bu zamlarla karşı karşıyayız.’ Gabar’daki petrolle bu akaryakıt zammının bir ilişiği var mı? Gabar’daki petrolün vatandaşın cebine nasıl bir katkısı olacak?
Gabar’daki petrol henüz halkın cebine girmeye başlamadı. Şu anda çıkarma safhasındayız. Ve inşallah bunu çıkarıp da devletin, hazinenin kasasına, kesesine girmeye başladığı andan itibaren Gabar petrolü de süratle inşallah vatandaşımıza yansıyacak. İnşallah en uygunu, ideali neyse biz onu vatandaşımıza yansıtırız. Karadeniz’deki gaz rezervi Ağustos 2020’de keşfedildi. Nisan 2023 itibariyle Faz-1 kapsamında planlanan 10 kuyu devreye alındı. Böylelikle de Karadeniz gazı sisteme dâhil oldu, evlerimizde kullanmaya başlandı. Nisan ayında konutlarda doğalgazı 1 ay bedava, 1 yıl boyunca da 25 metreküpe denk doğalgazı ücretsiz yaptıysak Gabar petrolü de sistemimize entegre edildiğinde vatandaşımıza bir yansıması mutlaka olacaktır. Keşfi yapılan petrolün sisteme girmesi, yakıt olarak kullanılması biraz zaman alacak. Öte taraftan Aile ve Gençlik Bankasının kaynağı bu Gabar petrolü ve Karadeniz doğalgazı olacak. Bu konuda Norveç modelini önemsiyorum. Aile ve Gençlik Bankasını bunun için kuruyoruz. Orada belli bir rezervi tutacağız. Bu rezervden aileler, gençler istifade edecekler. Bu da vatandaşlarımıza başka bir yansıması olacaktır.
Gabar petrolü için bir süre var mı?
Gabar petrolünün ekonomiye olumlu yansıması 2024’te başlar. Şu anda günde 12-13 bin varil üretiyoruz. İnşallah 100 bin varile çıkacak ve dolayısıyla Türkiye üretimini ikiye katlamış olacak, 2024’ün sonuna kadar. Esas itibariyle devreye girme tarihi 2024 sonu diyebiliriz. Yaklaşık 100 kuyu açacağız. Şu anda Türkiye ve civar ülkelerdeki bütün sondaj makinalarını oraya yönlendiriyoruz. Dağlarda kilometrelerce yol yapılıyor. Çok hummalı bir çalışma var.
Yüksek kiralarla ilgili bir soru sormak istiyorum. Sektör temsilcileri, sadece İstanbul’da 100 bin âtıl konut olduğunu söylüyorlar tamamlanmamış, yarım kalmış. Bunlar sektöre kazandırılabilir mi? Boş duran evler de kira fiyatlarını etkiliyor. Bazı ülkeler boş duran evlerden yüksek vergi alıyor bilgisi var. Böyle bir şey olabilir mi Türkiye’de de?
Şimdi Bakanlığımızın konuyla ilgili çalışması var. Bu çalışmayla da bunların üzerine üzerine gideceğiz. Yani bunların yanına bu kar kalmayacak.
''Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına gideceğiz''
Fahiş kira artışını ve konut fiyatlarını durdurmak için gerekirse ceza uygulamasına da gideceğiz. Vatandaşlarımızı açgözlü bir avuç azınlığın kar hırsına kurban edemeyiz. Vatandaşımızın alım gücünü düşürmemek, enflasyona ezdirmemek için yaptığımız zamlara göz diken ev sahipleri bunun bedelini ödemek zorunda kalacak. Hangi konuda olursa olsun fahiş fiyat artışlarına giden, piyasanın dengesini bozan yaptığı davranışın cezasını çekecektir.