Fed faizleri artırınca Ayşe Teyzem’e ne olur?

ABD Merkez Bankası’nın bugün yüzde 0.25 olan faizi 25 ya da 50 baz puan artırması bekleniyor. İşte bu küçük ayarlamanın dünya para piyasalarında fırtına yaratmasından korkuluyor. Peki bu ayarlamanın Ayşe Hanım Teyzem’e etkisi ne olacak?

Fed faizleri artırınca Ayşe Teyzem’e ne olur?

Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras bugünkü yazısında Fed faiz kararının vatandaşı nasıl etkileyeceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İşte o yazı:

ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faizi şimdilerde yüzde 0.25 oranında. Merkez bankaları bankaların bankasıdır. Merkez bankalarının belirlediği faiz oranı bankaların merkez bankasından borçlanma ihtiyacı duyduklarında ödeyecekleri faizdir.

Merkez Bankası 2008 yılında yüzde 1.00 olan faiz oranından 0.75 puan indirim yaptı. Faizi yüzde 0.25’e indirdi.
ABD’de bankalar merkez bankasından borçlanmak yerine birbirinden borçlanıyorlar. Bunun için de merkez bankası bir kaide koydu. “Bankalar birbirinden borçlanırken yüzde 0’dan düşük faizle, yüzde 0.25’den yüksek faizle borçlanamaz” dedi. Bankaların yüzde 0 faiz ile borçlanma imkânı olduğu için “sıfır faiz”den bolca söz edilir oldu.
ABD Merkez Bankası faizi 2008 yılından bu yana yüzde 0.25’te tutmakla kalmadı. 2008’in temmuz ayında 900 milyar dolar olan bilanço büyüklüğünü 4.5 trilyon dolara yükselterek piyasayı dolara boğdu.

ABD Merkez Bankası’nın faiz oranındaki değişim, ABD’de devletin borçlanma faizi ile piyasa faizini belirliyor.

Fed faizleri artırınca Ayşe Teyzem’e ne olur? - Resim: 1

Tahvil faizi yönlendiriyor

Devletin borçlanma faizi şimdilerde 3 aylık tahvillerde yüzde 0.03 oranında, 12 aylık tahvillerde yüzde 0.25 ve 10 yıllık tahvillerde yüzde 2.24 oranında. 10 yıllık tahvil faizi küresel piyasalarda faiz oluşumunu yönlendiriyor.

Normal olarak faiz artırımı, daha önce tahvil satın alanların, ellerinde tahvil bulunanların kaybına yol açıyor. Çünkü tahviller iskonto esası ile satılıyor. 100 dolarlık tahvil, 10 yıllık faizi düşülerek 100 doların altında satıldığı için, faiz yükselince eski tahvillerin ikinci piyasada fiyatı düşüyor. Yeni tahviller yüksek fiyatla satılabiliyor.
Bizim 10 yıllık devlet tahvilinin gösterge (piyasa) faizi şimdilerde yüzde 10.5 dolayında.

Merak edilen ABD Merkez Bankası’nın yüzde 0.25 olan faizi 0.25 puan artırarak yüzde 0.50 mi yapacağı yoksa 0.50 puanlık artışla 0.75’e mi yükselteceği...

İşte bu küçük ayarlamanın dünya para piyasalarında fırtına yaratmasından korkuluyor.

Paralar dolara yönelecek

Bekleyiş, ABD tahvillerinin veriminin artması ve bu nedenle “güvenli yatırım aracı” olarak dünyadaki yüzer gezer paraların ABD tahvillerine yönelmesi.

Ne var ki, dünyada para bol... Hepsinin ABD’ye gitmesi mümkün değil. Belki kira maliyeti (faiz) artar ama, kirayı (faizi) ödeyen doları nasıl olsa bulur.

İyi de bizim endişemiz ne? Bizim derdimiz, bundan sonra daha yüksek faizle borçlanmanın ötesinde bir endişe. Bizim endişemiz Türkiye’nin riskli ülke imajının öne çıkması sonucu, yüksek faizi ödemeye razı olsak bile cari açığı kapatabilecek kadar dolar bulamamak endişesi.
Sakın ha “ABD Merkez Bankası faizi artırınca, bizim Merkez Bankamız da artırır. Sorun kalmaz” diyerek gelişmeleri küçümsemeyiniz. Şimdilerde Türkiye’den döviz çıkışının artmasının, Türkiye’ye döviz girişinin durmasının nedeni Merkez Bankası’nın faizinin düşüklüğü değil. İç ve dış sorunlar nedeniyle Türkiye riskinin artması. Türk Lirasının değerindeki aşırı oynaklık. Büyümedeki yavaşlama. Ana sorunlarımızı küçümseyerek, sabah akşam faiz konuşmakla bir yere varamayız.

Kredi kullananı elinde altın olanı ev alanı etkiler

Ayşe Hanım Teyzem sordu; “Fiyatlar daha ne kadar artacak, işsizlik derdi ne zaman bitecek, halkımızın eli nasıl rahatlayacak diye ekonomi haberlerini izliyorum. Ekonomide olup biteni anlatanlar benim için önem taşıyan konuları unuttu. Sabah akşam Fed faiz artırdı, artıracak diyerek yazıyorlar, konuşuyorlar... Fed’in faiz artırmasından bana ne? Benim Amerikan tahvilim, Amerika’da dolar hesabım yok ki. Ben nasıl etkilenirim?“

Bildiğim kadarı ile Ayşe Hanım Teyzem’i cevaplamaya çalıştım. “Teyzeciğim” dedim. Fed faizleri artırınca, dolar değer kazanacak. Doları olan yüksek faizin cazibesi ve de ABD’ye güven nedeniyle parasını dolara bağlayacak. Bizim gibi ülkeler dolar bulmakta zorlanacak. Biz dolar bulmakta zorlanınca dolar fiyatı artıyor.”

Ayşe Hanım Teyzem ”Benim dolarla işim yok. Üç kuruş birikimim var. Yarısı mevduat hesabında yarısı altına bağlı” dedi. Anlattım; “Kişilerin dolar ile ilgisi olmaması önemli değil. Ülke ekonomisi dolara bağlı. Dolar olmazsa ekonominin çarkı dönemiyor. Onun için öncelikle doları bulabilmemiz, imkân var ise ucuza bulabilmemiz önemli. Dolar kıt olur, fiyatı artar ise, ülkede her türlü mal ve hizmetin fiyatı artar.

Bizde altın dolara bağlı

Gelelim sizin banka mevduatının ve altınların durumuna. Fed faizi artırınca mecburiyetten bizde de faizler yükselir. Kredi kullananlar, konut satın alacaklar daha yüksek faiz öder. Mevduat faizleri de bir ölçüde artar. Dolar kıymetlenince altın fiyatının gerilemesi beklenir ama, bizde altın fiyatını dolar yükseltiyor. O nedenle altın fiyatı dünyada gerilerken bizde aynı kalabilir, hatta yükselebilir.”

Ayşe Hanım Teyzem sordu; “İyi de bu durumda ben ne yapabilirim?” Anlatmaya çalıştım; “Hiçbir şey yapamazsınız. Mevduattan dolara, altına geçemezsiniz. Altınları satamazsınız. Kadere razı olarak bekleyeceksiniz. Yapabilecek bir şey yok.”