Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kazan kazan ilkesiyle hareket etmeye devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cezayir dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, "Küresel sermayeyi ülkemize çekmek için, kazan kazan ilkesiyle hareket etmeye de Türkiye'ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kazan kazan ilkesiyle hareket etmeye devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan Cezayir dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan yaptığı açıklamada, "Küresel sermayeyi ülkemize çekmek için, kazan kazan ilkesiyle hareket etmeye de Türkiye'ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz Önümüzdeki dönemde sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Dezenflasyon programımız çok büyük ihtimalle TL'de reel bir değerlemeye sebep olabilir, Türk Lirası'nın reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Gazzeli hastaların ülkemize getirilmesinin devamını istiyoruz. En kısa zamanda Mısır seyahati düzenleyebilirim. Mısır’da ağırlıklı gündemimiz bu olacakKimse merak etmesin, biz savunma sanayi alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz. Yeni adımlarımız da yoldadır" dedi.

Cezayir'de gerçekleştirilen Türkiye-Cezayir Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi İkinci Toplantısı'nı başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, görüşmelerde Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun ile işbirliğinin geliştirilmesi noktasında karşılıklı iradeye sahip olduklarını söyledi. Tebbun ile 2022'de Ankara'da düzenlenen Konseyin ilk toplantısında ortak anlayışı yansıtan kararlara imza attıklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Daha sonra Sayın Tebbun'u geçtiğimiz temmuz ayında Türkiye'de bir kez daha misafir ettik. Bugünkü toplantımızda ikili ilişkilerimizin mevcut durumunu ve önümüzdeki dönemde birlikte atacağımız adımları etraflıca ele aldık. Toplantımız kapsamında akdedilen anlaşmalar, ki 13 anlaşma ve ortak bildiri, işbirliğimizi geliştirme yönündeki kararlılığımızı bir kez daha göstermiştir. Kardeşim Tebbun'la imzaladığımız ortak bildiriyle konseyimizin adını, 'stratejik' tanımlamasını eklemek suretiyle 'Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi' olarak yeniden belirledik. Bu karar, münasebetlerimizi yeni bir boyuta taşımanın yanında, ilişkilerimizin ulaştığı seviyenin de sembolü oldu.

Ziyaretimiz sırasında 50'yi aşkın firmamızın katılımıyla düzenlenen İş Forumu'na da iştirak ettik. İş adamlarımız arasında yeni ortaklıkların kurulmasına vesile teşkil eden forumun, 10 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimize ulaşmamıza katkı sağlayacağına da inanıyorum."

Cezayir'le sıvılaştırılmış doğal gaz ticareti başta olmak üzere enerji alanında köklü ilişkilere sahip olduklarını belirten Erdoğan, "Cezayir, enerji arzımız bakımından önümüzdeki dönemde de güvenilir bir ortak olmaya devam edecektir. BOTAŞ ve Sonatrach arasında bugün yapılan doğal gaz sözleşmesi bu anlayışın göstergesidir. Savunma sanayi de ikili görüşmelerimizin ana konularından biriydi. Savunma alanında Cezayir'le geniş işbirliği imkanlarımızın olduğunu görüyoruz. İnşallah bunu ortak projelerle değerlendireceğiz." diye konuştu.

"İşgal edilmiş Filistin topraklarındaki katliamları lanetliyoruz"
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile Gazze'deki vahşet başta olmak üzere, bölgesel ve küresel meseleleri de görüştüklerini söyleyen Erdoğan, "İşgal edilmiş Filistin topraklarında 7 Ekim'den beri devam eden katliamları her iki ülke olarak lanetliyoruz. Katliamların durması ve insani yardımlara engelsiz erişimin sağlanması için atılabilecek adımları ele aldık." dedi. Cezayir'in, Filistin davasının en güçlü, en samimi savunucuları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, "Gazze'deki katliamlara da en üst seviyede tepki verdi. Türkiye'nin de bu konudaki duruşu ve tavrı bellidir. Filistinli kardeşlerimize yönelik mezalimin sona erdirilmesi, bölgenin barış ve istikrara kavuşturulması için Cezayir'le yakın temas ve işbirliği içerisinde olmaya devam edeceğiz. Cezayir'de yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.

İsrail'in, Gazze'yi işgal planına ilişkin "Gazze'nin sonraki dönemde kontrolü güvenlik açısından bizde olacak" şeklinde açıklama yaptığı anımsatılarak, "Bunun akabinde ABD'den çeşitli mekanizmalarla bir geçiş dönemi ve sonrasında yeniden canlandırılmış bir Filistin yönetimine Gazze'nin devri konuşuluyor. Almanya'dan 'BM kontrolüyle bir Gazze' gibi açıklamalar geliyor. Tüm bu süreçte Türkiye'nin yaklaşımı, tutumu nedir?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Her şeyden önce herkes bir defa şunu bilmeli, Gazze bir Filistin toprağıdır. Her ne kadar Filistinlilerin kadim yurtları kademe kademe İsrail tarafından 1947'den itibaren işgal edilmişse de Gazze, Filistin toprağı olarak inşallah kalacaktır. İsrail'in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor. Şu anda tüm dünyanın İsrail'e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz. Gazze'de gerçekleşen işgal, bazı ülkelerin yönetimlerini sessizliğe gömse de toplumların vicdanlarını Allah'a hamdolsun harekete geçirdi. Sokaklarda Filistin'e destek olanların sayısı artıyor. İşte Almanya'ya bakın. Geçen oradaydım, aynı gün Berlin'de yürüyüşler oldu. İngiltere aynen bu şekilde. Amerika Birleşik Devletleri'nde Beyaz Saray'ın önünde neler olduğunu görüyorsunuz. Fransa'da, Latin Amerika ülkelerinde neler olduğunu görüyorsunuz."

Erdoğan, artık maşeri vicdanın harekete geçtiğini ve bununla birlikte İsrail'in sokaklarının bile hareketlendiğini söyleyerek, herkesin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya "artık git" der hale geldiğini belirtti.

"Bazı yabancı ülke yetkilileri bize 'Bundan kurtulmalıyız.' diyor." ifadesini kullanan Erdoğan, bu sürecin ileri düzeyde devam edeceğine ihtimal vermediğini kaydetti.

Erdoğan, "İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek. Zaten Netanyahu'nun mahkemelik bir durumu da var biliyorsunuz. Belki de oradan kurtulmak için böyle bir adımı atmış da olabilir. Fakat hangi yönde adım atarsa atsın, kurtulamayacak. Şu anda biliyorsunuz Filistin'de tutulan İsrailliler dahi 'Bizi buraya sen mahkum ettin, bir an önce bu işten elini, eteğini çek. Biz de kurtulalım.' deme noktasına geldiler." diye konuştu.

"Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, dünyanın her tarafında yüz binlerce insanın hem İsrail'i hem kendi ülkelerinin pozisyonlarını protesto ettiğini belirterek, "Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak da bu davaya önderlik eden bir isimsiniz. Bütün bu sokaklardaki milletlere, içlerinde çoğunlukta olmasa bile Yahudi asıllı olanlar da bulunuyor, ne söylemek istersiniz?" sorusunu, şöyle yanıtladı: "Bakışım şu, herhangi bir etnik unsur ayırt etmeden Müslüman'ı, Hristiyan'ı, Musevi'siyle hiçbir ayrıma gitmeden, olaya insan unsuru itibarıyla bakmamızın gereğine inanıyorum. Şu anda insanlık feryat ediyor. Onlar tarihin doğru tarafında duranlardır. Günlerdir konuşuyoruz, Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu. Bosna'da, Kosova'da yine aynı şekilde yaşanan katliamlar görmezden gelindi, sessiz kalındı. Irak'ta, Suriye'de yine utanç verici sessizlik hakimdi. Bu kez öyle olmadı. Ülkelerin yönetimleri yine bildiğiniz gibiydi ancak halklar artık 'Yeter bunca zulüm' diyor. Gazze'de öldürülen bebekleri görüyor, isyan ediyorlar. Sokaklardan yükselen ses bir vicdani haykırıştır."

Sokakların çağrısının İsrail'i her geçen gün köşeye sıkıştırdığını belirten Erdoğan, "O sese kulak tıkayan siyasetçiler çok yakında bunun karşılığını halklarının demokratik tepkisiyle alacaklardır. Halklarının gözünde İsrail yanlısı tutumlarıyla soykırım destekçisi durumuna düşen liderlerin bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vakit çok geç olmadan İsrail'in arkasında saf tutan devletlerin yönetimlerinin, uluslararası hukuka, insan haklarına, vicdani ve ahlaki değerlere uygun bir zemine gelmesi ve bu suçlara ortak olmaması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla biz hep birlikte mazlumların yanında yer almak suretiyle zalimlerin attığı adımlardan onları kurtarmamız lazım. Ben Hamas'ın, elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail'in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Biliyorsunuz şu an itibarıyla Katar'ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün, yarın geçecekler."