IMF: Hızlı büyüme dış açığa neden oldu
IMF, Türkiye'nin 2010 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 6 büyümesinin ekonomiyi dış finansman şartlarına karşı hassaslaştıran kalıcı ve büyük bir dış açığı beraberinde getirdiğini açıkladı
Uluslararası Para Fonu (IMF), Türkiye'nin 2010 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 6 büyümesinin ekonomiyi dış finansman şartlarına karşı hassaslaştıran kalıcı ve büyük bir dış açığı beraberinde getirdiğini açıkladı.
IMF'den yapılan yazılı açıklamada, IMF Yönetim Kurulu'nunTürkiye'ye ilişkin 4. Madde Konsültasyonunu tamamladığı bildirildi.
Açıklamada, Türk ekonomisinin son 4 yılda gösterdiği kayda değer büyüme ve istihdam performansının memnuniyetle karşılandığı vurgulanırken, hızlı büyümenin yüksek enflasyon ve dış açığa neden olduğu belirtildi.
Türkiye'de uygulanan makroekonomik politikaların gerektiği kadar sıkı olmadığı eleştirisine yer verilen konsültasyon raporunda, enflasyon oranının Merkez Bankası'nın hedefinin üzerinde seyrettiği, reel politika faizinin negatife düştüğü ve Türk lirasının ekonominin temellerinin işaret ettiğinden daha güçlü olduğunu ileri sürüldü.
Raporda, bu dengesizliklerin ekonomiye ilişkin riskleri artırarak, büyüme potansiyelini sınırladığını kaydedilirken, "Bu dengesizlikler, tasarrufları, rekabet gücünü ve potansiyel üretimi artıracak, dikkatlice sıralanmış makroekonomik politikalar ve yapısal reformlarla giderilmeli" ifadelerine yer verildi.
Türkiye'nin para politikasının yüksek enflasyona odaklanması gerektiği tavsiyesinde bulunan IMF, enflasyonun pozitif reel politika faiziyle düşürülebileceğini ve döviz rezervlerinin mümkün olduğunca yükseltilmesinin ekonominin direncini artıracağını savundu.
Türkiye'deki finans sisteminin yüksek sermaye yeterlik oranları sayesinde iyi sermayelendirilmiş durumda olduğunun altının çizildiği raporda, Türk bankalarının ise yabancı para birimlerindeki dış fonlandırmaya bağımlı hale geldiği iddia edildi. Bu durumun, bankaların endirekt döviz kuru riskini artırdığı uyarısında bulunan IMF, Avrupa'da yavaşlayan büyüme ve jeopolitik sorunların Türk ekonomisini etkileyebilecek diğer riskler olarak nitelendirdi.
"En büyük risk, sermaye akışında yaşanacak ani bir değişiklik"
IMF ayrıca "Türkiye ekonomisi için en büyük riskin, sermaye akışında yaşanacak ani bir değişiklik" olacağı değerlendirmesini yaptı. Söz konusu durumun, gelişmiş ülkelerdeki parasal normalleşmeden ya da ülkenin risk primindeki değişimlerden kaynaklanabileceği belirtildi.
Raporda, 2015 bütçesinde öngörülen sıkılaştırmanın desteklendiği ifade edilirken, mali politikaların harcamalardaki verimliliği artırmaya hedeflenmesi gerektiği ileri sürüldü.
IMF Yönetim Kurulu'nun Türk yetkilileri bu yılın başında yaşanan finansal dalgalanmayı iyi yönettikleri için tebrik ettiği bilgisine yer verilen raporda, son dönemde tüketici kredilerinin sınırlandırılmasına yönelik alınan makro ihtiyati tedbirlerin başarısından da övgüyle bahsedildi.
IMF, ulusal tasarrufların artırılmasının ve dış finansman bağımlılığının azaltılmasının önemini vurgulayarak, 10. Kalkınma Planı’nda yer alan iddialı reform gündeminin hızlandırılması tavsiyesinde bulundu.