İşte gıda fiyatlarındaki artışın nedeni
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Akman, ürünün tarladan sofraya gelene kadar yüzde 50 fire olduğunu, bu maliyetin de fiyatlara yansıtılmaya başlandığını kaydetti.
Gıda fiyatlarının yükselişini frenlemek için bir yandan ekonomi yönetimi eylem planları hazırlarken, bir yandan da sivil toplum kuruluşlarından çözüme yönelik çalışmalar ve raporlar gelmeye devam ediyor. TÜSİAD tarafından hazırlanan Yapısal Sorunlar Perspektifinden Gıda Enflasyonu raporu, aynı isimle düzenlenen ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in de katıldığı konferansta açıklandı.
‘REGÜLASYON YOKSA ENFLASYON ARTAR’
Raporu hazırlayan komitenin başındaki isim TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Metin Akman, gıda enflasyonunun nedenlerini ve çözüm yollarını anlatan raporun detaylarını Habertürk’e anlattı. Gıdanın çok katmanlı bir yapısı olduğunu kaydeden Akman, sorunların çözümünün Tarım Bakanlığı kordinasyonunda sağlanması gerektiğini belirtti. Sebze ve meyvede taşınma, paketlenme ve perakendede sergilenmesi ile ilgili Türkiye’de bir mevzuat olmadığını kaydeden Akman, ürünün tarladan sofraya gelene kadar ortalama yüzde 50 fire olduğunu, aracının veya perakendecinin de bilmediği bu maliyeti fiyatına yansıtmaya başladığını kaydetti. Akman, “Ürünün nasıl paketleneceği, nasıl taşınacağı, nasıl tasnif edileceği, raflarda kaç derecede sergileneceği gibi konuların hepsinin regülasyonu lazım. Regülasyon yoksa enflasyon artar” dedi.
Akman, burada yapılacak regülasyonun da sektör temsilcileri ile ortak bir çalışmayla belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Düzenleyici kurulların etkisizliğinin de gıda enflasyonunu etkileyen konulardan olduğunu kaydeden Akman, TMO, Et ve Süt Kurumu, Biyogüvenlik, Süt Konseyi gibi kurulların yapısının bir mevzuata göre düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Biyogüvenlik konusunun da önemine dikkat çeken Akman, “Biyogüvenlik kanunundaki uygulanamaz hükümler gıda enflasyonunu kesinlikle artırmıştır ve artırmaya da devam ediyor. Burası çok hassas bir konu, uzmanlar tarafından çok iyi çalışılması gerekiyor” diye konuştu.
‘ETİKET DÜŞÜRMEZ’
Enflasyon sepetinde gıda ağırlığının yüzde 26 olduğunu hatırlatan Akman, gıdanın yüzde 25’ini de sebze ve meyvenin oluşturduğunu söyledi. Karekod ve etiket meselesinin gıda güvenilirliği açısından çok güzel bir konu olduğunu belirten Akman, ancak fiyat yazılmasının hem enflasyonu düşürmeyeceğini, hem de serbest piyasa ekonomisine aykırı olduğunu söyledi.
'GIDADA HER ÜRÜNÜN GİRDİSİ OLAN ŞEKER DÜZENLENMELİ'
Önemli bir noktanın da dünya piyasalarından yalıtım olduğunu belirten Metin Akman, bu konuda şeker fiyatlarını örnek gösterdi. Türkiye’nin dünyanın en pahalı şekerini yediğini kaydeden Akman, “Dünya piyasasından yalıtılmış bir segment var. Hâlâ devlet şeker üretiyor ve bunun yarattığı da büyük bir aksaklık var” diye konuştu. Birçok gıda hammaddesinin girdisinin şeker olduğunun vurgulayan Akman, “Eğer siz şeker fiyatlarını düzenlerseniz gıda enflasyonunu düşürürsünüz” dedi. Akman, gıdada ölçek ekonomisi olmadığı için, devletin araştırma enstitülerinin özelleştirme sürecinde kapatılmasının da hatalı olduğunun anlaşıldığını söyledi.
Kaynak:Habertürk