'Kafası kıyak nesil istemiyoruz'

Başbakan Erdoğan: 'Alkolü yasaklamıyoruz'

'Kafası kıyak nesil istemiyoruz'

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "27 Mayıs son derece önemlidir. 27 Mayıs’ı hatırlamak ve hatırlatmak son derece önemlidir. 27 Mayıs ruhu 12 Mart’ta, 12 Eylül’de ve 28 Şubat’ta tekrar tekrar hortlamıştır. 27 Mayıs ruhu, AK Parti’nin iktidar olduğu son 10,5 yıl içinde defalarca hatırlatılmak istenmiştir. Aradan 53 yıl geçmiş olmasına rağmen 27 Mayıs’taki o müdahaleci ruh, o tek tipçi ve dayatmacı zihniyet bugün dahi varlık gösterebiliyor" dedi.

"Muhalefet, şu anda çok büyük bir çaresizlik, çok büyük bir acziyet yaşıyor. Hiçbir konuda politika üretmiyorlar. Hiçbir sorun karşısında ayakları yere basan, yaraya merhem olacak çare sunamıyorlar. Türkiye’nin hiçbir güncel, acil meselesini gündemlerine almıyorlar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’nin imajını zedelemeye başladığını belirterek, "Çaresizlik ve acziyet içinde bu zat, Türkiye’nin, Türkiye siyasetinin, Türkiye demokrasisinin imajına lekeler sürmeye başladı. Türkiye Cumhuriyeti’nin, anamuhalefet partisinin, Avrupa Parlamentosunda düştüğü durum, CHP kadar, CHP’ye gönül vermiş kardeşlerim kadar bu ülkenin vatandaşları olarak bizi de üzmüş bizi de yaralamıştır" dedi.

"CHP’lilerin, milletimizle çektirdiklerinden çok daha fazla Esed ile çekilmiş hatıra fotoğrafları var. CHP’nin milletvekilleri Diyarbakır’dan çok Şam’a gittiler, Esed ile hatıra fotoğrafı çektiler. Reyhanlı’daki olayların içine karışanların, bunları alıp Esed’e götürdüklerine dair belgeler artık elimizde. İş bu noktaya geldi. Sen neyi konuşuyorsun, hangi Reyhanlı halkının, hangi Hatay’daki kardeşimin yanında olduğunu savunuyorsun. Size elçilik edenler, ne yazık ki Reyhanlı olayının planlayıcıları. Bu işin içinde olanlar" dedi.

"Biz muhacir bir neslin torunlarıyız ama aynı zamanda biz ensar bir neslin torunlarıyız. Unutmayın, şu anda Esed’in zulmünden kaçan muhacirlere benim Reyhanlı’daki kardeşlerim, ensar görevini görmeliler. Aynı görevi yapmalılar, onlar da aynen o zaman olduğu gibi evlerini açmalılar ve onları kendileri için bir suç unsuru olarak görmemeliler ve bu oyunun arkasında çok ciddi tehlikenin yattığını bilmelidirler" dedi.

"MHP Genel Başkanı’nın mahcubiyet içinde susması gerekirken, IMF borçları ve dış borçlar konularında pişkince tavırları dikkatimden kaçmadı. Bugün MHP’yi marjinal solun arkasına takan MHP Genel Başkanı, 1999-2002 arasında da CHP’nin yavrusu DSP’nin kuyruğuna takılmış, Türkiye’ye çok ama çok ağır bedeller ödetmişti" dedi.

"Türkiye’nin IMF’ye borcunu ödemesi karşısında Sayın Bahçeli’nin sevinmesi, gururlanması, ülkesi ve milletiyle iftihar etmesi gerekirken, her zaman yaptığı gibi, kendine göre biliyorsunuz onun bir rakam kalabalığı var, o rakam kalabalığıyla işi geçiştirmeye çalışıyor" dedi.

"Özel sektör dahil brüt dış borç stoğunu yüzde 56’dan yüzde 43’e düşürdük. Türkiye’nin kamu net borç stoğunu MHP’li hükümetten yüzde 61,5 seviyesinde aldık, yüzde 17 seviyesine düşürdük. Avrupa Birliği tanımlı dış borç stoğunu da yüzde 71’den aldık, yüzde 36’ya düştü. Dürüst bir politikacı, dürüst bir genel başkan, bu oranlara bakıp, ’Türkiye’nin dış borcu arttı’ diyemez. Eğer diyorsa ya dürüst değildir ya da ekonomi cahilidir" dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yönetiminde ülke ekonomisine, 2001’de ağır faturalar yüklendiğini belirterek, "Bu iş hayat tecrübesi gerektirir. Damdan düşmeyi gerektirir. Sadece kitabın kapakları arasına bakmakla da bu iş olmaz ve önce dürüst olacaksın. Bükemediğin bileği öpeceksin" dedi.

"İnşallah milletim, bu siyasete, bu pişkin siyasetçilere önümüzdeki mart ayında sandıkta gereken cevabı en güzel şekilde verecektir. Muhalefetin çaresizlik içinde kışkırtmalara başvurduğu, dürüstlüğü, edebi, seviyeyi tamamen terk ettiği böyle bir dönemde biz çok daha fazla çalışacak çok daha farklı bir mücadele vereceğiz. İnanın her zamankinden çok çok önemli bir süreci yaşıyoruz ve seçime doğru ilerliyoruz. Demokrasimiz açısından son derece önemli bir süreci yaşıyoruz. Statüko partilerinin sandık dışında umutlarının artık tamamen tükeneceği, değişmek zorunda kalacakları, eski siyasetin tamamen tasfiye olacağı bir seçime giriyoruz" dedi.

ALKOL YASAKLARI

"Siz Türkiye'de alkolu yasaklıyorsunuz diyorlar, Biz Türkiye'de alkolü yasaklamıyoruz anayasanın 58. maddesinin gereğini yapıyoruz" "Biz gece gündüz kafaları kıyak bir nesil istemiyoruz"