"Kesintiler bir daha yaşanmaz diyemem"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, elektrik kesintileri ile ilgili, "Atmosfere açık işletmede, bir kısım olumsuzlukların yaşanabileceği bir ortamda, bir daha yaşanamaz diyemem. "dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TRT Haber ve Spor Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör ve Serhat Akça’nın sorularını cevapladı.
İşte Bakan Yıldız’ın açıklamalarından satırbaşları:
Salı günü büyük bir kesinti yaşandı. Tam bir tabloyu öğrenebilir miyiz? Kamu hizmeti gören bütün mesai arkadaşlarımla birlikte, çok üzüntülüyüz. Ana gayesi arkadaşlarımızın bu hizmeti vermek.
Arkadaşlar, böyle bir şeyin 33 yıldır ilk kez başlarına geldiğini söyledi. Olaya teşhisimizi koyduk. Ancak bunu oluşturan sebeplerin bir kaç noktadan olabileceğine dair elimizde bilgiler var. Bu bilgiler kesinleşmediği için şu anda onlara girmiyoruz.
SİSTEM NASIL ÇALIŞIYOR?
Aynen eski terazilerde olduğu gibi, iki kefesi bulunan terazinin bir tarafına tüketiciyi bir tarafına üreticiyi koyuyorsunuz. Bunların dengelenmesi lazım. Yaklaşık 57 bin kilometrelik bir işletmeden bahsediyoruz. Bu işletme Avrupa’nın ikinci büyük işletmesi. Türkiye’de arz açığıyla ilgili bir problem kalmadı. Tam tersi arz fazlası var. Yani bu Salı günü yaşanan problem, herhangi bir üretim eksikliğinden kaynaklanmıyor. Tam tersi üretimin fazlası var. Hele hele Mart aylarının sonlarında, kar yok, fırtına yok, tüketimin en az olduğu zamanlardayız.
Bu kefeye ne kadar artarsa o kadar gram atıyorsunuz. Kefelerden birinden kilonun birini kaldırın diğer kefe sert bir şekilde düşer, sistem böyle çalışır. Bunu dengeleyebilecek yapılar var. Frekansı, gerilim salınımları gibi her bir şey bunun hassas bir şekilde çalışmasını sağlıyor. Elektrik, üretildiği kadar tüketilmek, tüketildiği kadar üretilmek zorunda.
Dengeyi bozan, pazartesi günü Çukurova bölgesinde, 5 bin 200 megabayt üretim var. Tam iki katı üretim kabiliyeti var. sistem kendi içerisinde yükler atılıyor derken dengeleniyor.
SİSTEM TAM 10.36.11'DE GİTTİ
Saniyelerle ifade ediyorum. Salı günü yine saat 10.36’da (saniyesi de 11) aynı noktada, birbiri ardına birer saniye arayla, Çankırı kurşunlu Osmanca, Yeşilhisar Kayseri, Avşin Elbistan. Bu hatlar birer saniye arayla açılıyor. Büyük bir havuz. Edirne’den Kars'a, Sinop’tan Hatay’a bir ağ bu. Buradaki salınımlarla birlikte, Çukurova bölgesinde güç devreden çıkıyor.
Kendi sistemi içerisinde kalmayıp, örneğin, İzmir bölgesinden çıkıyor. Üreticilerde devreden çıkıyor. Yani tüketicileri devreden çıkarıp dengeleyecekken, üretici devreden çıkıyor. Yani, kirpi gibi içine kapanıyor sistem. 99 Depreminde gördüğümüz, sistem çökmesi dediğimiz olay oldu.
Sistem 10.36.11’de gittikten sonra 14.30’da yüzde 50’si alındı. Elektriğin tamamen gitmesi, vatandaşı tabii ki ilgilendiriyor. Ama bilenler, geniş bir şebekenin bu kadar hızlı ayağa kaldıracağını düşünmezler. Bu arada sosyal medyada paylaşılanlar, sanki bunlar yalnızca Türkiye’de olurmuş gibi yansıtılıyor. ABD’de 2003’te tam 36 saat elektrik gitti. Slovenya gibi ülkelerde 55 milyon insan elektriksiz kaldı.
Sistem çökmesi kötü bir şey, bunun önlenmesi için tedbirler alınması gerekiyor. Üretim portföyü açısından güçlü bir ülkeyiz. 2014 yılında yaptığımız yatırımlar, Slovenya’nın kurulu gücü kadar.
Üreteceksiniz, ileteceksiniz, dağıtacaksınız ve tüketeceksiniz. Bu zincirin kopmaması lazım. Biz üretiyoruz, kaç yıldan beri iletiyoruz da. Ama iletimde bu sıkıntı oluştu. Nereden dolayı oluştu bu? Bir dakika da 60 saniye var. Birer saniye arayla üç tane otobanın yollarının kapanması bize normal gelmedi. Üretim tesislerine bakıyoruz. “Bu bir siber saldırı mıdır?” diye soruluyor.
"Siber saldırı diyemeyiz ama yoktur" da diyemeyiz. Bunun için dellilere ulaşmamız lazım. Elektrik mühendisi arkadaşlarımızın bir kısmı, bunu bir yerlere kürelemek isteyebilirler. Bu işletme hatası mı, bir manevra eksikliği mi, bunların hepsi geriye dönük, elektronik ortamda saniyelik anlarla yapılıyor.Vakayı okuduk, tespit ettik ama sebepleri ile ilgili konularda daha dikkatli davranmalıyız.
ABD'DE 36 SAAT ELEKTRİKLER KESİLDİ
Brezilya’da 87 milyon kişi elektriksiz kaldığında, sanayi geriye dönük maliyet çıkartıyor. Biz Enerji Bakanlığı olarak hem sistemi diri tutmak hem de geriye dönük bunları incelemekle meşgulüz. ABD’de 2010 yılında 5 milyon kişi elektriksiz kaldığında, küçük bir arızadan kaynaklanıyor. 36 saat elektrikler kesilmişti. Küçük bir üretimden başladı, eyaletin tamamını kapladı. ABD’de 30 milyon dolar zarar tespiti yapılmıştı.
PETKİM’de bir hareketlenme olmuştu. Bunlar bir dakika içerisinde olan yapılar. Biz geriye doğru gittik, sistemi etkileyen durumları inceledik. AK Parti hükümetlerimizle, enerji sektöründe biz böyle yapıyoruz. Olayı şeffaflığıyla paylaşmalıyız. Bu ülkemizin malı mülkü. Lehimize veya aleyhimize olayı doğru şekilde ortaya koyacağız. Hep doğruya ulaşmayla alakalı kaygımız oldu.
Ancak olan bir şeyi açıklayalım diyoruz. Geriye dönük bu tesiri oluşturabilecek, bir iletken kopar. Vatandaşımız elinde silahla geçerken ateş ederek izolatörü kırıyor. Mesela bunun bir izahı var. Teşhisinizi koyarsınız, tedavinizi yaparsınız. Ama üç ayrı otobanın birer saniye arayla kapanması alışılagelmiş bir durum değil. O yüzden bütün ayrıntılarına varıncaya kadar çalıştıktan sonra yine sizler aracılığıyla paylaşacağız.
NÜKLEER SANTRAL
Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız çok güçlü mesajlar veriyor. Bizim siyasi kararlığımız şu: Türkiye’ye nükleer santral kazandırılmalıdır, bu sanayileşmeyle alakalı bir husustur. Bizim bunu savunmamız için, bırakın Türkiye’nin elektriğini kesmeyi herhangi bir argümana ihtiyacımız yok.
Bana soruluyor: Siz Kayseri'de olsa yaptırır mıydınız? Ben Kayseri’de nükleer santralin yanında yaşamaya hazırım. Çünkü güvenlikle ilgili tehlike olmadığını biliyorum. Yani elektriği bu yüzden isteyerek kestiğimiz çok gülünç bir iddia.
Ev sahipliği anlaşmasını geçirmek demek, bir proje kurulacak, 22 milyar dolar kadar para gelecek, yatırım yapılacak. Japonya, Fransa ile ortaklaşa yatırım yapılacak. Biz bunu kapı kapı dolaşıp anlatıyoruz, bunu da gizli yapıyoruz gibi gösteriyorlar.
SENARYOLAR...
Ben elektrik mühendisiyim. İlk defa meslek odasının "elektrik ucuz, bunu pahalandırmak lazım" diye bir demecini görüyorum. Bunu yadırgıyorum. Üreticiler üretecekler, makûl bir fiyatla. Biz kâr etsinler diyoruz. Çok aşırı kâr etmesin, zarar da etmesin. Kalkıpta bu fiyatlar düşük, daha yüksek olursa bunlar üretir demek yakışan bir ifade değil.
Eğer iletim hatları çok iyi olsaydı, bizden üretilen bir elektriği Viyana’ya gönderebileceğiz. Avrupa ile senkron çalışabilecek bir yapıyı kurduk.
LİMAN İHALESİ
Liman ihalesi yarın nihayetleniyor. Buraya Türkiye’deki bankalara, 3.1 milyar dolar para geldi. Rusya’nın son sekiz ayda petrol gelirlerinin azalması dolayısıyla yaşadığı sıkıntıyı biliyoruz. Türkiye’ye gelen paranın yarısı enerji sektöründen geldi. Burada fiili imalatları olacak. Orada bir temel atma düşünüyoruz. Nükleerin limanıyla alakalı. Eş zamanlı Almanya’da, Rusya’da üretilecek olan var. Rusya burada nükleer santral yapıyor ama birçok hizmeti de dışardan alıyor. Gerek güvenlik gerekçesiyle, gerekse mali kriz nedeniyle gecikme olabilir mi? Şu an elimizde öyle bir takvim yok.
DOĞAL GAZ
Doğal gazla ilgili önemli bir indirim aldık. Sayın Putin, Aralık ayında buraya geldiğinde bu indirimin yüzde 6 olduğunu açıklamıştı. Sonuçta 10.25 indirim aldık. Bunu vatandaşımıza yansıtmamız gerekiyor haklı olarak. Ama bazı gelişmeler oldu. Döviz alıp TL ile sattığımız için yüzde 18 doğal gazın faaliyetine zam geldi. Biz bu farkı vatandaşa yansıtmıyoruz. Ama yüzde 10.25'lik indirim almamış olsaydık, doğal gazın fiyatı artmıştı.
“Ham petrol fiyatları çok düşüyor ama benzin ve motorini az düşürüyorsunuz” eleştirileri yapılıyor. Benzine yüzde 6, motorine yüzde 3 zam geldi. O zaman da motorin ve benzin petrol kadar yükselmedi. Biz vatandaşın güvenini tazeleyeceğimiz için seçimlere gireceğiz. Doğal gazda yüzde 7-8'lik farkı yansıtmadık.
MTA TURKUAZ GEMİSİ
Geçenlerde bir gemi indirdik, 300 milyon TL’lik, denizin altındaki madenleri araştıracak olan… Tuzla'da yapıldı bu gemi. Bakıyorum kamuoyunda çok fazla yer almadı. Halbuki iftihar edeceğimiz bir konu. AK Parti iktidarının Türkiye’ye kazandırdığı bir değer.
Türkiye Rusya için herhangi bir ülke değildir, Rusya’da Türkiye için herhangi bir ülke değildir. Biz kendimize Hollanda muamelesi yapamayız. Etrafımızda Suriye, Irak… herbirisi yanı başımızda oluyor. Projeyi geliştirirken de, olabildiğinde millî bakarak, Türkiye’nin menfaatleri hangi çıkarlarla örtüşüyorsa ona bakıyoruz. Türkiye de, trans ülke olmadığını, önemli bir fırsat olduğunu değerlendirerek buna giriyor. Ukrayna’daki kriz bizi neden ilgilendirdi? "Acaba doğal gaz bizi etkiler mi?" diye ilgilendirdi.
Türkiye’nin siyasi istikrarı ile birlikte ciddi bir müzakere gücü oluşmuştur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Dışişleri gibi önemli bir müzakere konumuna gelmiştir. Türkiye bu projeleri bir bir aşacak.
ÇÖZÜM SÜRECİ
Çözüm sürecinde muhtemel ki, biz iyi bir nokta yakalarsak, iki yıl önce bir sözleşme imzaladık. Bunu kamuoyuyla paylaşmadık. Çünkü bu çözüm süreci gerçekleştiğinde bu değerli hâle gelecek. Bu durum sosyal medyada başka bir yerden ele alındı. “Siz PKK ile petrol mü paylaşacaksınız?” denildi. Biz PKK nedeniyle kendi içimizde çok fazla acı paylaştık, petrolü falan paylaşmayız.
Bizim Erbil ile yaptığımız sözleşmeler çerçevesinde bir noktaya taşıyoruz. Ülkeler, insanlar, aileler, öngördüklerinin isabet ettiği kadar güçleniyorlar. Bizim için tehdit olan yapı bir fırsata dönüşecektir diye düşünüyorum. PKK’nın bu ülkeye yaptığı kötülüğün, şimdiye kadar bırakın parayla ölçülebilirliğini, o kadar şehidimiz gitti. Bunlar parayla ölçülebilecek değerler değil. Çözüm süreci ile gelinecek noktanın, bütün olumsuzlukların olumlu noktaya getirecek bir durum var.
ELEKTRİK KESİNTİSİ BİR DAHA YAŞANABİLİR Mİ?
Atmosfere açık işletmede, bir kısım olumsuzlukların yaşanabileceği bir ortamda, "bir daha yaşanamaz" diyemem. Gerçekçi olmamız lazım, belki 40 yıl sonra yaşayacağız. 1.2 milyon kilometreden bahsediyoruz. "Bu iletim hatlarına bir şey olmaz" diyemem. Biz olmamasıyla ilgili bütün tedbirleri alacağız.