Markalı konut satışında şok düşüş!
Zemin kayıyor!
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye’de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç” adlı raporuna göre, artan negatif veriler konuttaki “saadet zinciri”nin sonlanacağına yönelik güçlü sinyaller üretiyor. Piyasa barometresi niteliğindeki markalı konutların son üç ay satışları yüzde 55 oranında düştü. Rapora göre, “talebin arzı karşılamama” eğilimi özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’de arttı. Konut satışında gerileme ve fiyatlarındaki düşüş ise hızlanacak.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye’de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç” adlı raporuna göre gayrimenkul sektörü 2013 yılında 1 milyon 144 bin konut satışıyla bir rekora imza attı.
Rapora göre; Türkiye genelindeki bu satış rakamıyla, konut fiyatlarında ortalama yüzde 13,8 oranında artış kaydedilirken 2014 yılı için bu durumun tersine döneceği ifade ediliyor.
Rapora göre, son negatif veriler, konuttaki “saadet zinciri”ni, ekonomideki yıkıcı etkileri yayılabilecek “patlayan bir balona” dönüştürebilecek sinyaller üretiyor. Markalı konutların son üç ay satışlarında, yüzde 55 oranında düşüşün vurgulandığı raporda, özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde satışların daha da azalabileceği ve fiyatlardaki gerilemenin hızlanabileceği belirtiliyor.
Rapora göre, bünyesinde 70 markalı konut projesini barındıran ve sektörün barometresi niteliğinde olan Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı’nın 19 Mart 2014 tarihinde açıkladığı veride, geçen yıl şubat ayında 1019 konut satılırken, bu yıl aynı dönemde sadece 350 adet konut satılabildi.
2013 yılı Aralık, 2014 yılı ocak ve şubat aylarını kapsayan 3 aylık dönemde ise toplam bin 790 konut satışından 662 milyon lira gelir elde edildi. Oysa bu rakam bir önceki yılın aynı dönemine göre 3 bin 998 konut satışından 2 milyar 321 milyon lira gelir düzeyindeydi. Üç aylık rakamlara göre adette azalma yüzde 55.2, ciroda azalma ise yüzde 71.4’ü buldu.
TÜİK VERİLERİ
Rapora göre, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son resmi verileri de konuttaki düşüşü ve kriz riskini doğruluyor. 2014 yılının ilk iki ayında satılan konut sayısı 170 bin 236 adet ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.2 gerilerken özellikle üç büyük şehirde düşüş oranı 2014 yılının ilk iki ayında yüzde 9’u geçti. İstanbul, Ankara ve İzmir’de bu yılın ilk iki ayında 64 bin 565 konut satılırken geçen yılın aynı dönemine göre 6 bin 417 adet daha az konut satıldı.
İMKB’deki gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketlerinin performansını gösteren endeksin özellikle 17 Aralık 2013 tarihinden sonra yaşanan çalkantılarla yıllık bazda yüzde 16 oranında gerilediğine de dikkat çekilen raporda, bu durum yıl sonu kâr beklentilerinin düşürüleceğinin işareti olarak vurgulandı.
Türkiye’de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç adlı raporda, konut satışlarının önündeki en büyük engeller bir de tablo şeklinde verildi.
ARIKAN: KONUT KREDİLERİNE DİKKAT
Raporu değerlendiren İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, uzun bir dönem yükselen konut fiyatlarının balon riskini artırdığını belirterek, şöyle konuştu: “Ekonominin lokomotif sektörlerinden inşaat ve konutta yaşanabilecek olumsuz gelişmelere herkes hazır olmalı. Cari açık baskısının giderek sertleşeceği 2014 yılına artan maliyetler ve kredi faizleri bu riski besliyor. Dünyada konutların ortalama amortisman süresi 10 yıl, yani 120 kira değeri ile ölçülürken İstanbul’da da bir süredir 240 kiranın üzerinde seyrediyor. Bu da özellikle yatırım amacıyla alınan konutlarda kiraların sürdürülebilir olmaktan çıkması riskini taşıyor” diye konuştu.
Arıkan, spekülatif konut yatırımlarının yeterince vergilendirilmemesinin, hatta teşvik edilmesinin “kiralarla finanse edilen” bu yatırımların, orta sınıfı giderek erittiğine dikkat çekerek, “Bu süreç kiracıların giderek yoksullaşmasına yol açan, bir servet transferi anlamına geliyor ve gelir dağılımını ciddi biçimde bozuyor” dedi.
REKOR YILI 2013
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) “Türkiye’de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç” adlı raporuna göre, 2013 yılında gerçekleşen 1 milyon 144 bin adetlik konut satışının yaklaşık yüzde 40’ı ipotekli yani kredi karşılığı yapılan satışlardan oluştu. İpotekli satışlar, bir önceki yıla göre yüzde 69 oranında artış kaydetti. Rapora göre bankalar, hem arzı, hem de talebi “kredilendirerek” inşaat ve konut sektörünün hızlı ve spekülatif büyümesini sağladı.
Rapora göre, bankacılık sektörünün konut satış rekorunun kırıldığı 2013 yılında bireysel konut kredisi ve inşaat sektörüne açılan kredilerin miktarı 195 milyar lirayı buldu. 2004 yılında 8.1 milyar lira düzeyinde olan bu krediler dokuz yılda yaklaşık yirmi katına ulaştı.
Bireysel konut kredilerinin bankaların toplam kredi portföyleri içindeki payı da yüzde 3,6’dan yüzde 9,1’e çıktı. Bankaların kredi portföyleri içinde, inşaat sektörüne verilen krediler ise dokuz yılda yüzde 4,7’den yüzde 7’ye yükseldi.
DONUK KREDİ TEHLİKESİ
Raporda, bankaların verdiği bireysel konut ve inşaat sektörü kredilerinde, donuk krediler içinde geri dönmeyen kredi oranlarına da yer verildi ve özellikle inşaat sektöründe bu oranın yüzde 10.7’ye ulaşmasının riskine dikkat çekildi.
Faizlerin artışıyla beliren bir riskin de, bankacılık kaynaklarıyla kredilerin vadesi arasındaki uyumsuzluk ve kurlardaki artış olduğu belirtilen Türkiye’de Konut Piyasası: Risk ve Kazanç raporunda şu değerlendirmeye yer verildi:
“Bankacılık sisteminde mevduatın sadece yüzde 4.2’si yıl ve daha üzeri vadeye sahipken, konut kredilerinin ortalama 7.9 yıl olan vade, artan faizlerle birlikte bankalar için ciddi bir maliyet oluşturacak. Ayrıca kur ve faiz dalgalanmaları tüm kredileri etkilediği gibi, konut kredilerinde de donuk kredilerin oranını artıran bir faktör.”
Raporda, inşaat şirketlerinin kendi finansman modelleriyle “senetle” satışa yönelmelerinin yanı sıra, inşaat sektörünün temel girdisi demir ve çimentonun döviz kurlarındaki gelişmelerden dolaylı olarak etkilendiğine de dikkat çekilerek, “Stoka katılan yeni konutlar ile satışa sunulan ikinci el konutlarla birlikte 2014 yılında en az 600 bin konut arzı oluşacak. Artan kredi ve konut maliyetlerinin kısacağı talep ise pazarı önemli ölçüde daraltacak” tespitinde bulunuldu.