Mehmet Şimşek: Altınlarınızı yastıkaltında tutmayın
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Türkiye kalıcı bir zenginliği yakalamak istiyorsa, yatırımlarını artırması ve bu yatırımlarını da iç tasarruflarla finanse etmesi gerekiyor" dedi
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin kalıcı bir zenginlik için yatırımlarını artırması, bu yatırımları da iç tasarruflarla finanse etmesi gerektiğini vurgulayarak, "Tasarruflar arttıkça cari açık azalacak. Özel sektörün borçlarındaki artış da duracak" ifadelerini kullandı.
Şimşek yaptığı açıklamada, Türkiye'de tasarrufların milli gelire oranının çok düşük olduğunu belirterek, bunu artırmak için devletin önemli çalışmalar yaptığını söyledi.
Tasarrufları artırmak amacıyla Bireysel Emeklilik Sisteminde (BES) model değişikliği yaptıklarını hatırlatan Şimşek, bununla tasarruf miktarının, 20 milyar liradan 57 milyara lira, katılımcı sayısının 3 milyondan 6,5 milyona ulaştığını kaydetti.
BES'te otomatik katılım uygulamasının 1 Ocak 2017'den itibaren başlayacağını hatırlatan Şimşek, çeyiz, konut hesabı gibi inisiyatiflerin de ilerideki süreçte tasarruflara etkisinin başarılı olacağına inandığını belirtti.
Türkiye gibi orta yüksek gelir grubundaki ülkelerde ortalama tasarruf oranının yüzde 30 civarında olduğuna dikkati çeken Şimşek, Türkiye'de ise yüzde 15'i bile bulmadığını söyledi. Şimşek, "Bunu söyleyince bana sık sık diyorlar ki 'gelir zaten düşük nasıl tasarruf edeceğiz?'. Peki Çin'de, Bulgaristan'da, Romanya'da, asgari ücret kat kat düşük değil mi? Rusya'da, Hindistan'da ücretler, gelirler bizden kat kat daha düşük değil mi? Peki nasıl oluyor o ülkelerde ortalama tasarruf oranı yüzde 30'ın üzerinde, Türkiye'de yüzde 15'i bile yakalayamıyoruz?" diye konuştu.
"ATIL TASARRUF YAPILIYOR"
Devlet teşvikleri ile vatandaşlara tasarruf alışkanlıklarını öğretmeye çalıştıklarını anlatan Şimşek, "Eğer ülkemiz zengin olmak istiyorsa, kalıcı bir zenginliği yakalamak istiyorsa, yatırımları artıracak ve bu yatırımlarını iç tasarruflarla finanse edecektir. Şu anda bizdeki cari açık nedeniyle özel sektörün borçları artıyor. Bu da düşük tasarrufu yansıtıyor. Tasarruflar arttıkça cari açık azalacak. Özel sektörün borçlarındaki artış da duracak, geriye dönecek" ifadelerini kullandı.
Şimşek, herkesin gelir düzeyi ne olursa olsun tasarruf etmesi gerektiğini, "tutum" ekonomisinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, vatandaşların finansal okur yazarlığının da artırılması gerektiğinin altını çizdi. Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Vatandaşımız tasarruf yapıyor ama tasarruflar atıl. Altın alıyor ama evde tutuyor, bu son derece yanlış. Bugün o altınınızı bankaya verseniz, altın olarak saklayacaklar üzerine size bir miktar da gelir verecekler. İstediğiniz zaman da altınınızı gidip alabileceksiniz. Evde altın tutmanın ne ekonomiye ne size bir faydası var. Evde döviz tutmak... Sisteme koysanız yatırımlara yönlenecek. Yastık altı bir şey tutmanın bu ülkeye faydası yok. Bu varlıklar sisteme dahil olursa, yatırımlara yönlendirilecek, yatırımlara kanalize olacak."
Tasarruf alışkanlıklarının da değiştirmenin önemine işaret eden Şimşek, "Şu anda Hazinenin borçlanma faizi 2 yıllık yüzde 8,63, yani 9'ın altında. Devlet 'sen 100 liralık tasarruf etsen, ben senin hesabına 25 lira vereceğim' diyor. İnsanın babası bile bu kadar destek olmaz. Vatandaşlarımıza, çalışanlarımıza sesleniyorum az da olsa 10 lira da 50 lira da olsa tasarruf edin." çağrısında bulundu.
"VATANDAŞI BİLGİLENDİRMEK, ACENTALARA KARŞI ADIM DEĞİLDİR"
Zorunlu trafik sigortası primlerine de değinen Şimşek, sektörün sorunlarını çözmek için birtakım yasal düzenlemeler yaptıklarını ve gelecekteki maliyetlerini öngörülebilir hale getirdiklerini hatırlattı.
Sektörün de bu yeni çerçeveyi sigorta fiyatlarına yansıtması gerektiğini ifade eden Şimşek, "Aslında yansıtıyorlar, hakikaten düşüşler hızlı bir şekilde başlamış ama arzulanan düzeyde değil, bu düşüşün devam etmesi lazım." dedi.
Hazinenin son yaptığı düzenleme ile vatandaşın bilgilendirilmesi amacıyla tüm sigorta şirketlerinin fiyatlarını görebileceği bir sistem hazırladığını anlatan Şimşek, şunları kaydetti:
"Ancak düzenleme herhalde acentacı kardeşlerimiz tarafından yanlış anlaşıldı. Ben anlamakta zorluk çekiyorum, sosyal medyada da bu konuda epey bir organize hareket var. Biz milleti bilgilendirmek amacıyla, tek bir yerden fiyat sorgulamasın, bütün sigorta şirketlerinin aynı taşıta, aynı risk profiline vereceği fiyatı görsün diye bu uygulamayı yaptık. Yoksa acentalar by-pass geçilsin internet üzerinden satış yapılsın öyle bir şey yok. O sektörün işi. Şu anda acentacı kardeşlerimizin yaptığı Osmanlı dönemindeki matbaaya karşı çıkmak gibi bir şeydir. Matbaa kitap sektörünü küçültmedi ki, basım işini azaltmadı ki, tam aksine o sektör inanılmaz büyüdü. Dolayısıyla internette milletimizin daha doğru bilgilendirilmesi acentalarımıza karşı atılmış bir adım değildir. Bu tamamen vatandaşımızın doğru kararları verebilmesi için kurulan bir sistem, bir bilgilendirmedir."
"KAMU YARARINI DÜŞÜNEREK MÜDAHALE EDEBİLİRİZ"
Bu çalışmayı, sektördeki derneklerle, STK'larla temas halinde, bilgileri dahilinde yaptıklarını anlatan Şimşek, sigorta primleri üzerine bir üst limit getirmeyi sağlıklı bulmadıklarını, sektörün kendi kendine disipline edip, primleri aşağıya çekmesinin en doğrusu olduğunu söyledi.
Primlerdeki düşüşü yeterli görmedikleri için sektörü uyardıklarını anımsatan Şimşek, "Bu, benim son uyarımdı. Sektörün bu düzenlemeler yapılmadan önce yüzde 20-25 civarında indirimler olabilir şeklinde bir perspektifi vardı, oraya doğru bir gidişat görmezsek, en son çare olarak bir düzenleyici ve denetleyici fonksiyonun bir sonucu olarak ve kamu yararını düşünerek adım atabiliriz, müdahale olabilir." ifadelerini kullandı.