Merkez Bankası'ndan likidite hamlesi
Merkez Bankası Başkanı Başçı, TCMB’nin bir süredir bol tuttuğu TL likiditesinin önümüzdeki dönemde kademeli olarak azaltılmasının gündemde olduğunu söyledi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, dünyada kur savaşı olmadığını söyleyerek, ''Dolayısıyla burada herhangi bir kur savaşından ziyade, her bir ülkenin kendi şartları içerisinde yapması gerekenleri yapması söz konusu'' dedi.
Londra'da ekonomistlerle bir araya geldi Başçı, basına kapalı yapılan toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Toplantıda yaptığı sunuma değinen Başçı, sunumunda, sermaye akımlarındaki oynaklığın, kredilerin ve döviz kurlarının denge trendlerinden sapmasına neden olabildiğini ifade ederek, ''Kredilerin ve döviz kurlarının dengeden sapması gelişmekte olan ülkelerde hem fiyat istikrarına hem de finansal istikrara zarar verebilmektedir'' dedi.
Makro ihtiyati politikaların Türkiye'de aşırı hızlı kredi büyümesinin kontrol altına alınmasında etkili olduğunu belirten Başçı, makro ihtiyati politikaların etkili bir şekilde kullanılmasının döviz kurunun dengeden sapmasını azaltmak açısından da faydalı olduğunu kaydetti.
Erdem Başçı, fiyat istikrarının ve finansal istikrarın güçlendirilmesinin Türkiye'nin dengeli büyüme görünümünü de iyileştirdiğini vurguladı.
Merkez Bankası'na yönelik bazı bakanların eleştirilerinin olduğunun sorulması üzerine Başçı, dünyada küresel büyümede önemli bir yavaşlama görüldüğü için ihracatın büyümesinde de bunun yansımaları olduğunu söyledi.
Başçı, ''Biz bu sene hem Hükümet, hem Merkez Bankası tarafından yapılan resmi açıklamalarda dış talebin katkısı kadar iç talebin de katkısı olmasına izin vereceğiz diye söylemiştik. Dolayısıyla dış denge yüzde 10'dan, yüzde 6'lı seviyelere düştükten sonra bu yıl sonunda büyük ihtimalle 6 ile 7 arasında bir yerde bitirecektir ve daha dengeli bir büyüme için de iç talebin de katkısı bu sene görülecektir'' diye konuştu.
''Dünyada kur savaşı var mı?'' sorusuna, ''Hayır'' yanıtı veren Başçı, şunları kaydetti:
''G20 sonuç bildirgesinde bir paragraf var, o paragraf bütün ülkelerde oybirliğiyle kabul edildi. Dolayısıyla burada herhangi bir kur savaşından ziyade, her bir ülkenin kendi şartları içerisinde yapması gerekenleri yapması söz konusu. Büyük merkez bankalarının aldıkları kararlardan gelişmekte olan ülkelere herhangi bir yan etki olursa, gelişmekte olan ülkeler de bu yan etkiyi minimize etmeye çalışıyorlar. Hem kurları üzerindeki, hem de krediler üzerindeki yan etkileri, aşırı oynaklıkları azaltmaya çalışıyorlar. Kur savaşı sorusunun cevabı, Hayır...'' dedi.
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Türkiye'de taleple ilgili bir sıkıntı olmadığını, talebin güçlü olduğunu söyledi.
Başçı, İngiltere'nin başkenti Londra'da ekonomistlerle bir araya geldi. Basına kapalı yapılan toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başçı, talebi canlandırmaya ilişkin bir soru üzerine, şunları ifade etti:
''Türkiye'de taleple ilgili hiçbir sıkıntı yok. Çünkü talep güçlü. Bunun arkasında yatan sebep, gerek kamunun, gerek bankaların, gerek hane halkının, gerekse firmaların borçluluk düzeyleri oldukça düşük. O yüzden Türkiye'de borçlanmayla ilgili talep tarafında bir problem yok.
Merkez Bankası, elindeki likidite araçlarını kullanarak zor dönemlerde, yavaşlayan talep dönemlerinde bir miktar likidite politikasını genişletici olarak kullanabiliyor, daha zor dönemlerde de likidite politikasını ekonomiyi destekleyici olarak kullanabiliyor. Bu şekilde aşırılıkları önlemeyi başarabiliyor. Türkiye'ye has bir durum bu...''
''Rezerv opsiyon mekanizması''
Yakın zamanda üç tane önemli otomatik dengeleyici mekanizmanın devreye sokulduğunu belirten Başçı, ''Bundan sonra atılacak adımlar, eğer gerekirse, çok küçük adımlar olması yeterli olacaktır'' dedi.
''Yeni mekanizmaların geçici mi kalıcı mı olduğu'' yönündeki bir soruya karşılık Erdem Başçı, bunların çoğunun kalıcı olacağını, aşırı borçluluk, vade uyumsuzluğu ve para birimi uyumsuzluğunu azaltacak şekilde enstrümanlar kurdukları için kalıcı olmasının beklenebileceğini ifade etti.
''Rezerv opsiyon mekanizması'' diye yeni bir boyut da eklediklerini söyleyen Başçı, ''Bu da sermaye akımlarındaki, girişlerin hızlı olduğu dönemlerde rezervlerin birikmesine, girişlerin zayıf olduğu dönemlerde de rezervlerin kullanılmasına yol açtığı için ilave bir istikrar unsuru olarak kalıcı olacaktır, ileride de kullanılacaktır. Başka ülkeler de arzu ederlerse bu tür bir mekanizmayı ilerde inceleyip, kullanabilirler diye tahmin ediyoruz'' diye konuştu.
''Yakından izliyoruz''
''Hangi durumlarda faiz koridorunu daha da daraltabilirsiniz?'' sorusuna Erdem Başçı, faiz koridorunu daha önceki 850 baz puandan, kademeli olarak 450 baz puana kadar indirdiklerini belirtti.
Bunun, Avrupa Merkez Bankası'nın OMT programını duyurmasının ardından yapıldığını ve devam ettiğini söyleyen Başçı, ''Aynı zamanda bizim dışımızdaki diğer gelişmekte olan ülkelerin politika faizlerini indirmelerini de burada takip ettik. Şu anda yukarıya doğru hafif asimetrik bir faiz koridoruyla devam ediyoruz'' dedi.
Avro bölgesindeki resesyonla ilgili bir soruya karşılık da Merkez Bankası Başkanı, ihracatçıların Avrupa pazarlarından, Ortadoğu, Afrika, ABD ve Asya pazarlarına hızlı bir şekilde kaydıklarını söyledi. AB'ye ihracatın yüzde 60'lar seviyesindeyken, yüzde 40'lar seviyesine kadar indiğini belirten Başçı, ''Bu, hem Türkiye'de büyümeyi artılı bölgede tutarken, aynı zamanda ihracat büyümesini de artılı bölgede tutmayı başardı'' diye konuştu.
Avro bölgesinin geleceğindeki risklere ilişkin ise Başçı, ABD'de maliye politikası belirsizliği, Japonya'da da maliye ve para politikaları belirsizliği olduğuna dikkati çekerek, Avro bölgesindeki sorunların da tamamen çözülmediğini ifade etti. Başçı, ''Dolayısıyla bunları yakından izliyoruz'' dedi.
Başçı, ''Aldığınız kararların etkilerinin ne kadar zamanda görüleceğini düşünüyorsunuz?'' sorusunu, şöyle cevapladı:
''3 ay ile 9 ay arasında para politikasının aktarım mekanizması var. Dolayısıyla, 2012 yılının ikinci yarısında aldığımız para politikası destekleyici tedbirlerin meyvelerini, Ocak, Şubat ve Mart aylarında görüyoruz. Şu anda çok ölçülü kredilerde dengeleyici adımlarımızın etkilerini yine takip eden üç ay içerisinde göreceğiz ve riskleri orada azaltmış olacağız.''
Faiz oranlarıyla ilgili bir diğer soruya karşılık da Erdem Başçı, 2012 yılının ikinci yarısında para politikasını destekleyici adımlar sonrasında, hem kredinin maliyetinin kademeli olarak düştüğünü, hem de kredi hacminin artmaya başladığını kaydetti. Başçı, ''Bizim amacımız bunun aşırı noktalara ulaşmasını engellemek'' dedi.