Neyse ki dünyanın gerisindeymişiz...
Bu haber 'Bir de ilerisinde olsak ne yapardık' dedirtiyor...
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye'de otomotiv sektörünün henüz dünya standartlarının altında bir tüketim noktasında olduğuna vurgu yaparak, ''Dünyada ortalama her bin kişiden 140 kişiye, Türkiye'de her bin kişiden 134 kişiye, Almanya'da her bin kişiden 600 kişiye otomobil düşüyor. Gelişmiş ülkelerin çok gerisinde, dünya ortalamasının da altındayız'' dedi.
Anadolu Yakasının ilk oto AVM'si Oto World Asya'nın temel atma törenine katılan Ergün burada yaptığı konuşmada, tesisin 'Otomobil dünyası' denilebilecek bir yer olduğuna işaret ederek, şehir merkezlerindeki galerin artık sağlıklı şartlarda hizmet veremez hale geldiğini söyledi.
Bu tür alışveriş merkezlerinin sektöre katkı sağlayacağını belirten Ergün şunları kaydetti:
''Hem alıcılar hem satıcılar için önemli bir mekan. İnsanlar buraya sadece otomobil almaya gelmeyecekler. Başka sosyal mekanlardan da istifade edecekler, bu açıdan da son derece önemli. Başka bir konu da, Türkiye'nin henüz dünya standartlarının altında bir tüketim noktasında olduğu bir konu otomotiv sektörü... Dünyada ortalama her bin kişiden 140 kişiye bir otomobil düşüyor. Türkiye'de her bin kişiden 134 kişiye otomobil düşüyor. Almanya'da bin kişiden 600 kişiye otomobil düşüyor. Gelişmiş ülkelerin çok gerisinde, dünya ortalamasının da altındayız.''
İstanbul ve büyük şehirlerin trafiğine bakılarak ülkede çok otomobil olduğunun düşünülmemesi gerektiğine değinen Bakan Ergün, nüfus ve coğrafi büyüklük dikkate alındığında, henüz Türkiye'de çok otomobilin olmadığını ifade etti.
Bakan Ergün, ilerleyen dönemde otomobil sayısının artacağına vurgu yaparak, şöyle devam etti:
''Genç ve dinamik nüfusumuz dikkate alındığında, Türkiye'de çok otomobil olacak. İnsanların en büyük arzularından bir tanesi, ilk fırsat bulduğunda otomobil sahibi olmak... Otomobil sahibi olma arzusunun yüksek olduğu bir ülkedeyiz. Finansman şartları iyileştikçe, kredi imkanları geliştikçe, insanlar orta gelir düzeyine transfer oldukça, ilk yaptıkları işlerden bir tanesi otomobil almaktır, konut almaktır. Konut sektörü de, otomotiv sektörü de Türkiye'nin geleceğinde hala parlak sektörlerdir. Çünkü Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, bu sektörleri ciddi manada tetiklemektedir.''
Otomotiv sektörünün ticaretinin, sektördeki yatırımların, üretimlerin son derece önemli olduğun altını çizen Ergün, ''O nedenle son yıllarda sektöre, Türkiye'de yeni markaların yatırım yapması gerektiğini, yerli birkaç marka otomobilin üretiminin hazırlanması gerektiğini söylüyoruz ve onları teşvik ediyoruz'' dedi.
Türkiye'de yıllık 600 bin otomobil satışı olduğu bilgisini veren Nihat Ergün, bunların sadece üçte birinin Türkiye'de üretildiğini, geri kalan üçte ikilik kısmın ithal edildiğini hatırlattı.
Ergün, bu rakamların Türkiye'de üretilen marka ve modellerin tüketiciyi tatmin etmediği anlamına geldiğini belirterek, ''Tüketiciyi tatmin eden marka ve modellerin üretimine, yeni yatırımlara ihtiyaç var. Bu yüzden sektörü yeni yatırımlara, Türkiye'de yeni markaların oluşmasına teşvik ediyoruz'' diye konuştu.
''Gönül ister ki, Verginin faizi karşılama oranı sıfırlara insin''
Törende konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da projenin başarılı olmasını dileyerek, tesisin özellikle tematik alışveriş merkezi haline dönüştürülmüş olmasının önemli olduğunu söyledi.
Bu tarz projeleri gördükçe memnun olduğunu dile getiren Kurtulmuş, şu değerlendirmelerde bulundu:
''Türkiye'de ticaretin, üretimin yani elini taşın altına koyan arkadaşlarımızın başarılı olmasını görmek bizleri memnun ediyor. Ekonomik politik anlamda da memnun ediyor. Türkiye'de yıllardır, Türkiye'nin fiziki üretimin artması konusunda çok büyük katkıları olmayan ama paraları olan, bu paraları faizden, yani millete vergi vermeleri gerekirken devlete borç vererek, milletin parasını bir anlamda devlete pazarlayan çevreler var. Şimdi bu son yıllarda çok şükür azaldı, faiz lobisi denilen çevreler ciddi şekilde bu anlamda geriledi.''
Kurtulmuş, Anadolu'nun her yerinde ticarette, sanayide yatırım yapan kişileri gördükçe mutluluk duyduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Bu sadece Türkiye'nin ekonomik kalkınmasının da bir işareti değildir. Çok az konuştuğumuz bir konu var. Türkiye'de ekonomik kalkınma süreciyle demokratik gelişme süreci arasında bir paralellik var. Türkiye ne zaman demokratik olarak gelişme sürecinin içerisine girerse, bakıyoruz ki Türkiye'de ekonomi gelişmeye büyümeye başlıyor. Bunun birçok göstergesi var. Hepsinden bahsetmeyeceğim, ekonomi-demokrasi ilişkisini gösteren en önemli göstergelerden bir tanesi, verginizin ne kadarı devletin faiz borcuna gidiyor. Mesela Refah-Yol Hükümeti zamanında 11 aylık süre içerisinde, devletin vergiden faize giden pay yüzde 48,5'a indirilmiş. 28 Şubat'ta faiz lobisinin ayağa kalkmasının önemli nedenlerinden biri budur. Yani öyle kendini zora sokmadan, parasını devlete pazarlayarak kazanacak olan zümre bundan rahatsızlık duymuş. 28 Şubat sürecinde ne olmuş? 2001 yılına geldiğimizde bu verginin faizi karşılama oranı olan yüzde 48,5, yüzde 103,3 olmuş. Yani bütün vergilerimizi alıp faizcilere vermişiz, paramız yetmemiş yine gidip borçlanmışız devlet olarak, biraz daha para vermişiz. 10 yıllık AK Parti iktidarının sonunda gelinen nokta, verginin faizi karşılama oranı yüzde 16,5. Gönül arzu eder ki bu oran sıfırlara insin. İşte bunu sağlayacak en temel işlerden bir tanesi, insanımızın elini taşın altına koymasıdır.''
Temel atma törenine Kocaeli Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Pendik Belediye Başkanı Kenan Şahin, AK Parti İstanbul Milletvekili Erol Kaya da katıldı.