'Ocak 2014'teki gibi sert faiz artışına gidebilir'
Ekonomistler TL'deki değer kaybının devamı TCMB'yi Ocak 2014'deki gibi hızlı ve sert faiz artırımına zorlayabileceğini belirttiler.
Siyasi belirsizliğin sürmesi, erken seçim sonucunun mevcut siyasi tabloyu değiştirmeyebileceği endişelerinin yanı sıra artan güvenlik kaygılarıyla liranın dolar karşısında rekor düşük seviyeleri görmesi akıllara Ocak 2014'ü getirirken, faiz adımlarını ABD Merkez Bankası'na endeksleyen Merkez Bankası Fed'i beklemeden sert faiz artırımına gitmek zorunda kalabilir.
Dolar/TL, bu sabah illikit piyasada tarihi zirvesi olan 3.0020'yi gördükten sonra 1337 itibariyle 2.9730/2.9740 seviyesinden işlem görüyor. Sepet bazında TL ise 3.1701 olan zirvesinin ardından aynı saatte 3.1459/3.1472 seviyesinden işlem görüyor.
Dolar karşısındaki değer kaybı bugün yüzde 2'yi aşan TL, diğer gelişmekte olan ülke para birimleri arasında açık ara en kötü performansı gösterirken, kurun 3 TL'yi görmesiyle TL'nin yılbaşından bu yana dolar karşısında değer kaybı ise yüzde 27'ye ulaştı. TL gelişmekte olan piyasalar içinde de Brezilya realinin ardından en çok değer kaybeden para birimi.
TCMB'nin 18 Ağustos'taki PPK toplantısı sonucunda kısa vadeli faizleri değiştirmemesi küresel para politikalarındaki normalleşme sürecine paralel olarak kendi para politikasında sadeleşmeye gitmek üzere bir yol haritası açıklaması piyasadaki tedirginliği gidermedi. Öte yandan, TCMB'nin dünkü ekonomistler toplantısında öncelikle ortalama fonlama maliyetini artıracağını ve haftalık repo faizindeki artışın Fed'in faiz artırımlarına bağlı olarak başlayacağını söylemesi TCMB'nin piyasanın gerisinde kaldığı algısının pekişmesine neden oldu.
Nomura CEEMEA Kredi Stratejileri Direktörü Timothy Ash, "Merkez Bankası yine 'gözüne ışık tutulmuş tavşan' modunda ve 2014 başındaki durumun benzeri tekrarlanıyor. Merkez Bankası o zaman almış olması gereken dersi almamış görünüyor ve yine piyasanın gerisinde kalarak daha sonra daha agresif adım atmak zorunda kalmaya doğru ilerliyor" dedi. Merkez Bankası geçen yılın Ocak ayında kurdaki sert yükselişe ilk olarak günlük döviz satım ihaleleri ile müdahale etmeye çalışmış, tansiyonu düşüremeyince iki yıl aradan sonra ilk defa piyasaya yaklaşık 3.2 milyar dolar döviz satarak müdahale etmişti. TL'nin dolar karşısında sert değer kaybını bu şekilde de durduramayan TCMB, 29 Ocak 2014'te olağanüstü PPK toplantısı ile faizde sert artışa giderek, TCMB haftalık repo faizini yüzde 4.5'ten yüzde 10'a çıkarmıştı.
Istanbul Analytics Ekonomisti Atilla Yeşilada, mevcut koşullarda TCMB'nin Fed'in 17 Eylül'deki faiz kararı açıklamasına kadar bekleyemeyeceğini belirterek, "TCMB koridoru terk etmeyeceğini bir kez daha ilan ederken, kısa vadede kurda baskılarla efektif fonlama faizini yükselterek mücadele edeceğini ekledi. Fakat bizce yolunu kaybetmiş durumda. Ocak 2014 benzeri bir kriz içine girdiğimizi takdir edemiyor. Belki de ediyor, ama AKP'den korktuğu için itiraf edemiyor" dedi ve ekledi: "Bizce TCMB Eylül'e kadar dayanamaz. Acıya dayanma eşiği dolar/TL'nin 3.00 çizgisini aştığı gün olabilir ve ardından, bir gece ansızın şok faiz artırımı gelebilir."
TCMB dün yayınladığı "Faiz Koridoru ve Para Politikası Duruşu" başlıklı ekonomi notunda BIST gecelik faizi ve ortalama fonlama faizinin seviyesinin para politikasının duruşunu çok büyük ölçüde temsil ettiği belirtilerek, BIST gecelik faizlerinin finansal araçların fiyatlamasında daha önemli olmakla birlikte, TCMB ortalama fonlama faizinin de özellikle mevduat faizlerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadığı ifade edildi.
Notta, "TCMB'nin politika duruşunu tek bir faizle ifade etmek gerekirse, bu faizin BIST faizi ile TCMB ortalama fonlama faizi arasında bir yerde olduğunu söylemek mümkündür. Hangi faizin politika duruşunu daha ağırlıklı temsil ettiği sorusunun yanıtı ise piyasanın fonlama ihtiyacının ne kadarlık kısmının merkez bankası tarafından karşılandığı gibi faktörlere bağlı olarak değişebilecektir" denildi.
Ortalama fonlama maliyeti dün itibariyle yüzde 8.67, bankalararası piyasadaki gecelik faiz ise yüzde 10.75 seviyesinde bulunuyor. Merkez Bankası'nın gecelik borçlanma faizi yüzde 7.25, borçverme faizi ise yüzde 10.75 seviyesinde. Haftalık repo faiz oranı ise yüzde 7.5.
TEB Yatırım Stratejisti Işık Ökte, dün açıklanan Fed tutanaklarının Eylül'de faiz artırımı olasılığını aşağı çeken tavırda olduğunu söyleyerek, "Normalde bunun TL varlıklarda etkisinin pozitif olmasını bekleriz. Ancak tam tersi oldu. Neden?
Çünkü Merkez Bankamız Fed'in faiz artırımına kadar faiz artırmayacağını söyledi ve jeopolitik gelişmeler, PKK terörizmi ve siyasi belirsizliklerle çalkalanan piyasada hala rahat bir konumda olduğunu gösteren açıklamalar yaptı. İşte bu nedenlerle, Fed faiz artırımlarının Eylül değil Aralık'a sarkabileceği fiyatlamasının TL'ye daha çok satış getirdiğini düşünüyorum" dedi ve şöyle devam etti: "Merkez Bankası'nın sadece likidite sıkıştırmasıyla bekleyebileceği bir piyasada değiliz. Türkiye'nin risk primi bu sabah 284 baz puana yükseliyor. Haziran sonu 225 baz puandaydık. 2011-2014 dönemindeki güllük gülistanlık piyasa koşulları içinde değiliz; herkesin bunu anlaması lazım. Mükemmel fırtına içinde kendimizi bulabiliriz." Fed yetkilileri geçen ay ekonominin faizlerin artması gereken noktaya yaklaştığı konusunda fikir birliğine varırken, yavaş enflasyon ve zayıflayan küresel ekonominin faizlerin artırılması için risk oluşturduğunu düşünüyor.
Kaynak:Ntvpara