Pandemi sürecinde kuruyemiş satışı arttı
COVID- 19 salgını sürecinde evlerde daha çok vakit geçirilmesi, kuru yemiş tüketiminde artışa neden oldu. Geçen yılki satış oranlarına göre bu yıl özellikle yer fıstığı, ay çekirdeği ve fındık satışlarında artış yaşandı. Geçen yıl yılbaşında 425 milyon TL olan sektör cirosunun bu yılbaşında ise 475 milyon olması bekleniyor.
Birçok sektörü olumsuz etkileyen salgın süreci, kuru yemiş sektöründe ise tam tersi etki yarattı. Kuru yemiş satışları geçen yıla göre önemli oranda arttı. Salgın sürecinde eğlence yeri gibi mekanların kapanmasıyla yaşanan kayıp, ev içi tüketiminin artmasıyla kapandı. Özellikle sokağa çıkma kısıtlamaları öncesinde kuruyemiş dükkanlarındaki yoğunluk dikkat çekti.
Yılbaşına doğru sektörde tüketimin daha da artması bekleniyor. Geçen yılbaşında 425 milyona yakın olan sektördeki ciro, bu yılbaşında 475 milyona ulaşması bekleniyor. Sektörde koronavirüs sürecinde bulaş riskini azaltmaya yönelik önlemler de alınıyor.
'EV İÇİ TÜKETİM ARTTI'
Tüm Kuruyemiş Sanayicileri ve İşadamları Derneği Başkanı Hüsamettin Karaman, pandemide kuruyemiş satışlarının daha da arttığını söyledi. Karaman, "Bu sene Türkiye’de üretilen tüm kuruyemişin satılabileceğine inanıyoruz. Ev dışı tüketimde lüks oteller, eğlence yerleri, restoranlar kapandığı için pandemi döneminde bir kayıp var. Ev içi tüketimin artmasıyla birlikte o farkı kapatıyoruz, tamamını satabiliyoruz. Geçen sene yılbaşında 425 milyona yakın bir ciro yaptık bu sene 475 milyon bekliyoruz. Ama tonaj bazında da hafif bir düşme bekliyoruz" dedi.
Karaman, tüm hijyen şartlarının yerine getirildiğine dikkat çekerek, "Pandemi döneminde sanayi sektöründe eksi artı depolarımız ve bağıl neme dikkat ediliyor. TÜBİTAK ile çalışılmış proje gereği zaten bize standartları verildi. Bunu sanayi kuruluşlarımızın tamamı kullanıyor. Bunları tüketiciye aktardığımız zincirde de bir sorun yaşamıyoruz. Hiçbir bulaş riski yok, tüm açık kuruyemişleri gönül rahatlığıyla tüketebilirler. Pandemi döneminde tüketici algısında değişiklikler oluyor. Kabuklu cevize doğru bir yönlenme oldu. Ama iç cevizi de rahatlıkla tüketebilirler" diye konuştu.
'KURU VE SERİN YERLER TERCİH EDİLMELİ'
Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Uğur Çiftçi ise fındık, ceviz, fıstık gibi kabuklu kuruyemişlerde mantarların oluşturduğu toksik maddeler olan aflatoksinlerin görülme olasılığının yüksek olduğuna dikkat çekti. Yüksek nem ve 20-25 derece gibi sıcaklıklarda bu mantarların kolayca üreyebildiğini söyleyen Çiftçi, "Alabileceğimiz birinci önlem, kuruyemişlerin muhafazasında kuru ve serin yerlerin tercih edilmesidir. Çünkü bu koşullarda mantar üreyemez, çoğalamaz ve aflotoksinleri oluşturamaz. Aflotoksini gözle ayırt etmek mümkün değil. Bundan yıkayarak veya kavurarak kurtulmak mümkün değil. Biz kabuklu kuruyemiş alırsak ve o yılın mahsulü olursa, bunu biz kendimiz kabuğundan kırıp çıkarır ve kendimiz kavurursak bir ölçüde bir önlem almış oluruz. Özellikle hangi şartlarda muhafaza edildiği bilinmeyen kuruyemişler bir risk teşkil eder. Eğer bir kuruyemişte küf görüyorsak sadece küflü bölgeyi değil, kuruyemişin tamamını imha etmemiz lazım. Önemli olan kapalı ambalajlarda serin yerde ve nemin az olduğu ortamlarda kuruyemişi muhafaza etmek" diye konuştu.
'SAĞLIK AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR RİSK OLUŞTURMAZ'
Koronavirüs bulaşının solunum yoluyla ve damlacık enfeksiyonu yoluyla olduğunu hatırlatan Çiftçi, "Yediğimiz içtiğimiz şeylerden koronavirüs bulaşmıyor; ama buradaki esas risk aflatoksinler. Kuruyemişler, kuru gıda maddeleri olduğu için içinde bakterilerin üremesine uygun ortamlar değil. Elimizin değmesiyle ciddi bir risk olmuyor. Ama açıkta satılan her türlü gıda maddesine toz gelebilir, bu bir kirliliktir; ama mikrobiyolojik açıdan bir risk değildir. Kuruyemişlerde, kuru gıdalarda elle olan temasta sadece o elin değdiği yerde bir bulaşma söz konusu olur; ama buradaki mikroorganizma sayısında artış olmayacağı için sağlık açısından çok önemli bir risk oluşturmaz" ifadelerini kullandı.
KAYNAK: DHA