Şimşek: Yatırımları artırmak için yeni bir reform çalışmamız var
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, yatırım ortamını daha da iyileştirmek için büyük bir çaba göstereceklerini belirterek, "Şu anda o konu ile ilgili önemli bir reform çalışmamız var ve yakında Meclis'e getireceğiz" dedi
Şimşek, Marmara Grubu Vakfı tarafından düzenlenen 19. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, son 10-15 yıl içerisinde Türkiye'de önemli bir yapısal dönüşümün gerçekleştiğini kaydetti.
Bunlar sayesinde Türkiye'nin orta alt gelir grubundan, orta üst gelir grubuna yükseldiğini anımsatan Şimşek, Türkiye'nin yeniden bir reform döneminin eşiğinde olduğunu dile getirdi.
Şimşek, son 10 yılda Çin ve Hindistan hariç tutulursa Türkiye'nin diğer ekonomilere oranla, gelişmekte ve gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi bir performans sergilediğini ifade etti.
Bunun sayesinde Avrupa Birliği (AB) ortalaması ile aradaki farkı 20 puan kapattıklarına işaret eden Şimşek, "Yani Avrupa ile reel anlamda bir yakınsama sürecine girdik. Türkiye, AB ile kişi başına milli gelirde aralığı, 20 puandan fazla bir farkı azalttı ve yaklaşık 7 milyon vatandaşımıza istihdam imkanı bulduk" dedi.
Şimşek, bugün Türkiye'de kişi başı 4 dolar 30 centin altı günlük harcama ile yaşayan vatandaşların oranının yüzde 1,5'e düştüğünü, bu oranın 12-13 yıl önce yüzde 30'lar civarında olduğunun altını çizdi.
Türkiye'de bugün mutlak yoksulluğun yok olacak noktaya geldiğine dikkati çeken Şimşek, bunun sayesinde birçok alanda ilerlemeler sağlandığından bahsetti.
'YAVAŞLAMANIN ARKASINDA YÜKSEK BORÇLULUK VAR'
Başbakan Yardımcısı Şimşek, son dönemde ekonomik yavaşlamanın arka planında yüksek borçluluğun yattığını, Türkiye'nin ise kamu borç stokunun brüt olarak milli gelire oranını yüzde 70-80'lerden yüzde 30'lara kadar düşürdüğünü hatırlattı.
Bütçe açıklarını da kapattıklarına işaret eden Şimşek, "Geçen sene Avrupa tanımlı genel devlette sıfır açık verdik, yani bütçemiz geçen sene dengedeydi" dedi.
Şimşek, enflasyonun halen bir sorun olarak durduğunu, tek haneye düşürülse de yüzde 7,5'lik rakamın halen yüksek olduğuna dikkati çekerek, bunu tek haneye indirmek için ilave çaba gösterdiklerini dile getirdi.
Düşük tasarrufa çözüm için Bireysel emeklilik sistemini güçlü bir şekilde devreye koyduklarını ve yakında ilave reformlar yapacaklarını anlatan Şimşek, "Girişi zorunlu hale getireceğiz. İşe başlayan herkes zorunlu bireysel tasarruf sistemine başlangıçta girecek, bir süre kalacak, sonra isterse çıkabilecek" şeklinde konuştu.
Şimşek, yatırım ortamını daha da iyileştirmek için büyük bir çaba göstereceklerini ve şu anda o konu ile ilgili önemli bir reform çalışmalarının olduğunu belirterek, çalışmayı yakında Meclis'e getireceklerinin altını çizdi.
Türkiye'nin dünyada sermaye ve yatırım için rekabet etmesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Onu da söylemek ile olmaz. Burayı cazip hale getirmemiz lazım. Türkiye'yi öngörülebilir hale getirmemiz lazım. Aslında dünyada para ve sermaye bol, yatırım yapılacak yer aranıyor" ifadelerini kullandı.
'NEDEN TÜRKİYE'YE GELMESİNLER?'
Bakan Şimşek, uluslararası sermayeli şirket sayısının 5 binden 47 binin üzerine çıktığını belirterek, "Ama neden 200-300 bin küresel sermayeli şirket Türkiye'de faaliyet göstermesin? İşte bunun için daha çok çalışacağız" dedi.
Ülkenin hukuk devleti, öngörülebilir ve şeffaf olmasının önemini vurgulayan Şimşek, Türkiye'deki kurumların kalitesinin artmasının kritik olduğunu, burada maalesef arzu ettikleri seviyede olmadıklarını söyledi.
Şimşek, dünyada ilk 10'a girme iddiasında olan Türkiye'de kurumsal kapasite ve kaliteyi daha da iyileştirmek zorunda olduklarını dile getirdi.
Türkiye'nin yüksek gelir grubuna çıkabilmesi için ikinci ve üçüncü nesil reformlar yapması gerektiğinin altını çizen Şimşek, hükumetin de ana Gündem maddesinin bu olduğunu; teröre ve jeopolitik gerginliklere rağmen gündemi reformlarla güçlendirip ülkeyi daha ileri taşıyacaklarını ifade etti.
Sektörel dönüşümün aslında büyük iş fırsatları barındırdığını anlatan Şimşek, Türkiye'de 25 alanda dönüşüm sağlanabilirse katma değer zincirinde yukarı çıkabileceğini, rekabet gücü ile verimliliğin artabileceğini bildirdi.