Suriyelilerden 5 yılda 5 bin şirket
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi de gündemde olan Suriyelilerin 2011 yılından bu yana kurduğu şirket sayısı 5 bine yaklaştı.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı verilmesi de gündemde olan Suriyelilerin 2011 yılından bu yana kurduğu şirket sayısı 5 bine yaklaştı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre, 2011’de 11 milyon lira sermayeyle 81 şirket kuran Suriyeliler, aradan geçen 5,5 yılda, toplam 4 bin 963 şirket kurarken yaptıkları yatırım da 700 milyon lirayı aştı.
Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak 2011 yılında Türkiye’ye sığınan 3 milyona yakın Suriyeli, yaklaşık 6 yıldır Türkiye’de yaşamlarını sürdürüyor. Bazı Suriyeliler daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa’ya göç ederken birçok Suriyeli de Türkiye’de 5 yılda 5 bine yakın şirket kurdu. Öyle ki Suriyelilerin kurduğu şirket sayısı, Türkiye’de faaliyette bulunan yabancı sermayeli firmalar toplamının yüzde 10’una kadar yükseldi.
Yaşar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü, İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağrı Bulut, “Göç ettikleri ülkenin sosyo-kültürel yapısına uyum sağlamada zorluklar yaşayan göçmenlerin iş gücüne dahil olmayıp veya olamayıp bu ülkedeki fırsatları değerlendirme yolunu aramalarını göçmen girişimciliği olarak tanımlıyoruz” diyerek ülkemizde yılda ortalama bin 500 şirket kuran Suriyelilerin de buna birer örnek olduğunu söyledi. Bulut, “Kayıt dışı ekonomiyi de düşündüğümüzde, 10 binin üzerinde Suriyelinin ticari faaliyetlerin içinde olduğu tahmin ediliyor. Kayıt dışı ticaretin de kayıt içine alınması, hem ekonomik hem de Suriyelilerin sosyo-kültürel uyumu için ivedilikle gerekli. Kayıt dışı ekonomideki ticari faaliyetler de sağlanacak mikro fonlarla hızlı bir şekilde kayıt altına alınabilir” dedi.
'FIRSATLARI DEĞERLENDİRDİLER'
Göçmen girişimcilerin hedef kitle olarak kendi vatandaşları ve bulundukları şehirdekilere yönelik fırsatları değerlendirerek kendi işlerini kurduklarını belirten Doç. Dr. Çağrı Bulut, “Bu girişimcilerin büyük bir bölümünün, kurdukları şirketler vasıtasıyla oturma izni hakkı elde ettikten sonra ülkemizde kalıcı olacakları açık. Benzer davranış kalıpları, resmi yollardan Avrupa’ya göç eden Türkiye ve diğer Ortadoğu ülkelerinin vatandaşlarında da görülüyor. Türkiye’nin; Avrupa Birliğine uyum sürecinde, önceki bir dizi önemli engellerin de ötesine geçen, artan mülteci nüfusuna odaklı yenilikçi ve girişimci yeni politikalar tasarlaması ve bunları bir an önce uygulaması gerekiyor. Ülkemizdeki mülteciler arasındaki nitelikli insan gücünün hızla sosyo-ekonomik hayatla bütünleşmesiyle bugün için üzerimize yük olan maliyetlerin azaltılması da mümkün olacaktır” diye konuştu.
KAYIT DIŞI ÇALIŞAN SURİYELİLER İÇİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Ülkemizde misafir durumda olan ve geçici olarak bile göçe mecbur kalmış kişilerin, finansal ihtiyaçları için kayıt dışı çalışmaları veya asgari ücretin altında çalışmaya mecbur kalmaları yönündeki söylemleri hatırlatan Doç. Dr. Çağrı Bulut, “Yabancı uyruklular için mikro girişimcilik gibi yeni düzenlenecek uygulamalarla mevcut ekonomik verilerin sistemin içine dahil edilmesi olanaklı görünüyor. Örneğin, ülkemizde düşük sermayeli girişimler için verilen ‘KOSGEB uygulamalı girişimcilik eğitimi’ türevi yeni bir mikro-kredi veya mikro-finans gibi benzer bir uygulama, Suriyeliler için de tasarlanabilir. Böylece bu duruma kalıcı bir çözüm getirebilir” diyerek çözüm önerilerini anlattı.
NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜ ÇEKMEMİZ GEREKİYOR
Ülkenin kalkınması için orta ve ileri teknoloji odaklı inovasyon ve girişimcilik proje önerilerini, teknolojik girişimciliği merkeze alan bir göçmen girişimcilik eko-sistemi oluşturulması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Bulut, şöyle konuştu:
“Uzun vadeli bir strateji ile dünyadaki sadece iç sorun yaşayan ülkelerden değil, diğer ülkelerden de nitelikli iş gücünün dikkatini çekebilmek gerektiğini görüşündeyim. Başka ülkelerde yetişmiş nitelikli insan kaynağının ülkemizde göçmen statüsünde yatırımlar yapma politikalarının tasarlanması, orta ve uzun vadede ülke imajı, yatırım çeşitliliği gibi hususlar için önem teşkil ediyor. Bu bağlamda orta ve ileri teknolojik inovasyon üssü olma yolunda, dünyanın merkezinde, doğu-batı ve kuzey-güney arasında hem ekonomik hem de sosyo-kültürel bir ticaret köprüsü olarak ulusal rekabet avantajını sağlayabiliriz."
RAKAMLARLA TÜRKİYE VE İZMİR’DE SURİYELİ ŞİRKETLER
TOBB verilerine göre; Suriyeliler 2011’de yalnızca 81 şirket kurarken 2012’de 166, 2013’te 489, 2014’te bin 257, 2015’te bin 599, 2016’nın ilk 9 ayında ise bin 371 şirket kurdu. Suriyelilerin bu süredeki toplam yatırım miktarı da 700 milyon lirayı aştı. Kurulan şirketlerin çok büyük bir kısmının limited şirketi olduğu görüldü.
Suriyeli patronların, İstanbul, Gaziantep, Mersin, Hatay ve Bursa gibi sanayi ve ticaretin nabzının attığı büyük şehirleri daha fazla tercih ettiği görüldü. İnşaat ve emlakçılık, lokantacılık, otomotiv servis hizmetleri, toptan ve perakende ticaret Suriyelilerin en çok ilgi gösterdiği iş kolları arasında. Kurulan şirket sayılarında Almanya, Irak, Azerbaycan ve İran, Suriye’yi oldukça gerilerden takip etti.
İZTO’YA 30 SURİYELİ İŞ ADAMI KAYDOLDU
İzmir’de ise İzmir Ticaret Odası (İTO) verilerine göre; 30 Suriyelinin kurdukları şirketlerle Oda’ya kayıtlı oldukları görülüyor. İZTO’ya kayıtlı 30 Suriyelinin sahibi olduğu 23 şirket, unlu mamuller satışından otomobil kiralamaya, inşaattan tekstile kadar çeşitli alanlarda faaliyet gösteriyor. Diğer yandan İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğine (İESOB) kayıtlı 50’nin üzerinde Suriyelinin yaklaşık 60 farklı iş yerine sahip olduğu belirtildi. İESOB verilerine göre, Suriyelilerin en fazla bakkal, berber, lokanta ve sıhhi tesisat iş kollarında faaliyet gösterdikleri görülüyor.