Ukraynalılar günde 65 kuruşla nasıl yaşıyor?
Emre Akıncı Kiev'den yazdı...
Genellikle ülkemizden Ukrayna’ya ilk defa gelenler, gece hayatının renkliliği ve tersine gündüz yaşamının sakinliğinin verdiği karışık bir huzur duygusu ve yüzlerinde masum bir gülümseme ile bu güzel ülkeden ayrılırlar. Gece hayatında, kaliteli eğlence mekanlarına giyimi düzgün erkekler rahatça girerken, bizdeki damsız girilmez kuralının aksine, topuksuz ayakkabı giymediğinden dolayi bir bayanın yada gruptaki bir bayan yüzünden grubun içeri alınmadığına şahit olmak şaşırtıcı değildir. Kiev’deki bazi istisnai mekanları bu yoruma katmayalım. Onlar kaideyi bozamaz; heleki turizmin de etkisiyle bizlere önyargının oldukça az olduğu bir ülkede…
Başarıyla tamamlanan son Avrupa Futbol Şampiyonası ve Türkiye ile vizelerin kalkması, fiyatları biraz yukarı çekse de, İstanbul gece hayatı ile karşılaştırıldığında fahiş rakamlar ile karşılaşılmaz. Yerel bir vatandaş ne öderse yabancı bir turist de, aynı hesabı öder. Eğlence mekanlarında sizi, ülkedeki genç kız/erkek oranının demografik olarak erkekler lehine olmasının verdiği sicak bir atmosfer karşılar. Ve bu durum yabancılar tarafindan bozulmadıkça gece boyu neşeli devam eder. Bizdeki gibi ayak üstü büfe yada çorbacı pek bulunmadığından gece yakındaki yerel bir kafe yada sushi restoranında sona erer.
Gün aydınlanıp Kiev’de gündüzleri sokaklara çıkıldığında uzun zaman boyunca tek bir korna sesi duymamanın verdiği huzur, Bağdat Caddesi’nin iki misli genişliğindeki Kreshatik caddesinin hafta sonları araç trafiğine kapatılıp yaya kullanımına verilmesi ile bir başka güzellik kazanır. Bu güzelim caddenin ve binaların İkinci dünya savaşında tamamen yerle bir edildiğine inanmak zordur. Yılbaşı yaklaştıkça bu uygulamalara, meydanlardaki yeni yıl ağaçları, vitrin ve cadde dekorasyonları ayrı bir renk katar.
Ukrayna’da kalabalıkta yürürken bile kendinizi şaşırtıcı derecede sakin hissedebilirsiniz. Bir kafe yada restorana oturduğunuzda servisin şekli ve yavaşlığı sizi rahatsiz edebilir ama metro dışında, kap kaç vb. bireysel şiddet olaylarının olmayacağından emin olabilirsiniz. Türkiye ciddi nüfus artış oranı ve genis genç nüfusu ile ekmeğin etrafinda bekleyen kişilerin giderek arttığı, insanların her sene işini daha hızlı ve iyi yaptığı halde, daha az kazanmak zorunda kalabileceği bir coğrafyadır. Ukrayna’da ise tam tersi İkinci Dünya Savaşı sırasında yüksek oranda ölen erkek nüfusu ve bugüne kadarki dış göçler sebebiyle aynı ekmeğin etrafında oturan nüfus giderek azalmaktadır. 2005 yılındaki yaklaşık 52 milyonluk nüfus şimdilerde 45 milyona düşmüştür. Rekabetin ve hizmetin bu derece hızlı yada bazen vahşi olamamasının nedeni budur.
Ukrayna son yüzyılda çeşitli sebeplerle başta pek çok tarihsel ve yapısal sorunlar yaşamıştır. Bu yüzden günü yaşamak, özellikle yılbaşı, christmas, 8 Mart kadınlar günü ve doğum günleri gibi özel günlerin tadını sonuna kadar çıkartmak önemlidir. Ukrayna’da herşey para ve iş değildir. Bu anlayış bir kere alayım ama kaliteli olsun şeklindeki alışveriş mantığında da görülür. Çoğu zaman aylık maaşından daha fazlaya kıyafet alan veya bir elektronik eşyanın en iyisini seçmeye çalışan kişilerin sebebi budur. Hayat kısadır anlayışı hakimdir. Gerçekten de dünya ölüm hızında Ukrayna malesef ikincidir.
Yine de istatistiklere bakıp Türkiye’den misli misli düşük asgari ücreti, ortalama emekli maaşlarını ve zor durumdaki sağlık sistemini göz önüne aldığınızda etrafınızdaki belirsiz huzurun kaynağını anlamak, Ukraynalılar ile konuşmaya başladikça fazla uzun sürmez. Türkiye’de son dönemde hızla açılan üniversiteler de dahil 75 milyonluk nüfusa yaklaşık 170 adet üniversite sayısına ulaşabilmiştir. Ukrayna’da ise son dönemde pek açılamasa da 45 milyon nüfusa 400′e yakın aktif üniversite vardir. Eğitim ve mezuniyet yapısı eski Rus çizgisinde olduğu için denklikleri tartışılabilinir ama özellikle Avrupa ve Amerika’da Ukraynalılara eğitim hayatında maddi ve manevi epey kolaylık tanındığı ciddi bir gerçektir.
Okuma yazma oranının %99.5 civarinda oldugu Ukrayna, istatistiksel olarak ekonomik göstergelerde parlak olmamasına rağmen dünya krizi ortamında halkın elektrik ve doğal gaz kullanım fiyatını arttırmamak uğruna henüz IMF’ ye boyun eğmemiştir. Ukrayna halen her türlü baskıya rağmen Avrupa’nın tahıl deposu olan tarım topraklarının yabancılara yok fiyatına satışını erteleme mücadelesine devam etmektedir.
Kiev’in hemen her noktasına ulaşan gerçek anlamdaki metro ağı ve toplu taşıma kullanım ücretleri halen bizim fiyatlarımızla 30-65 kuruş yani ortalama 0.5 Ytl civarindadir. Sigara, elektrik, gaz ve benzin fiyatları ile motorlu araç fiyatları ve yıllık MTV vb. vergiler Türkiye’ye oranla %150-300 ucuzdur.
Halkın her türlü ısınma ve giyinme masrafının, Türkiye gibi sıcak iklimli ülkelere göre daha fazla olmasına ve İstanbul’u bir kaç saat içinde günlerce kitleyen hava şartlarının burada tüm kış boyunca hakim olmasına rağmen halk huzurla yaşayabilmektedir. Goethe’nin; “Nice şehirler gördüm içinde parklar var, Kiev’i gördüm parkın içinde şehir var.” tanımlamasına hala başarılı şehir plancılığı sayesinde uymaktadır. Başta Kiev olmak üzere büyük şehirlerde suç oranları, özellikle toplumun huzurunu kaçıran olayların yüzdeleri açısından son derece düşüktür.
Tamamen kapalı bir düzenden, dış dünyaya kapılarını kapitalizmin zirvesine ulaştığı bir ortamda açmak zorunda kalan bu güzel ülke, kendine uyum gösteren misafirlerini mahçup etmez. Kelimelerle dile gelmese de Ukrayna, eğitim seviyesi yüksek toplumlarda gelir seviyesi düşük olsa da hayat kalitesinin yüksek olduğunun kanıtı olarak genç, onurlu bir şekilde gülümseyerek ziyaretçilerini tekrar görebilmek dilegiyle ugurlar.
[email protected]