Yargıtay, "ailevi nedenleri" haklı fesih nedeni saydı
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, ailevi nedenlerle işten ayrılmayı kadın için haklı fesih nedeni kabul etti. Daire, kadının evlendiği için iş akdini feshettiğini belirtmese de evliliğin ailevi nedenler arasında yer alması nedeniyle tazminat alabileceğine hükmetti
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, istifa dilekçesinde "ailevi nedenlerle" işten ayrıldığını belirten kadının, tazminat talebini reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, kadının evlendiği için iş akdini feshettiğini belirtmese de evliliğin ailevi nedenlerden olması nedeniyle tazminat alabileceğini kararlaştırdı.
Adıyaman'da yaşayan Y.K, evlendikten 7 ay sonra "şahsi-ailevi" sebeplerden dolayı kendi isteğiyle ayrıldığını belirterek iş akdini feshetti.
İş yerinden kıdem tazminatı alamayan Y.K, bunun için dava açtı. Y.K, dava dilekçesinde, çalışma hayatının evliliğine olumsuz yansıdığı gerekçesiyle iş akdini feshettiğini bildirip kıdem tazminatının tahsilini istedi.
Davalı işveren ise Y.K'nin istifa ederek işten ayrıldığını, bu nedenle kıdem tazminatı talep edemeyeceğini savundu.
Adıyaman İş Mahkemesi, Y.K'nin istifa belgesinde "ailevi nedenlerle" işten ayrıldığını belirttiği, evlilik nedeniyle işten ayrıldığını beyan etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi.
Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin gündemine geldi. Daire, yerel mahkemenin davacı kadının tazminat talebini reddeden kararını bozdu.
Dairenin bozma kararında, yasaya göre, kadın işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde evlilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazanabilecek şekilde iş akdini feshedebileceği bildirildi.
"EVLİLİK DE AİLEVİ SEBEPLER ARASINDA"
Kadın işçinin evlilik sebebiyle fesih hakkının, evlilik tarihinden itibaren başladığı anlatılan kararda, bu hakkın sadece kadın eşe tanındığı, resmi evlilik işleminin tamamlanmasından itibaren bir yıl içinde kullanılması gerektiği vurgulandı.
Somut olayda, Y.K'nin "şahsi-ailevi" sebeplerden dolayı kendi isteğiyle ayrıldığını belirterek, iş akdini feshettiği aktarılan kararda, dava dilekçesinde çalışma hayatının evliliğe olumsuz yansıdığının belirtildiğine işaret edildi.
Kararda, "Her ne kadar davacı, fesih dilekçesinde açıkça evlilik nedeniyle iş akdini feshettiğini beyan etmemiş ise de ailevi nedenlerle iş akdini feshettiğini, dava dilekçesinde de çalışma hayatının evliliğine olumsuz yansıdığını bildirmiştir. 'Evlilik' de ailevi sebepler arasında olduğundan ve yasal süresi içinde talep edilmiş bulunması nedeniyle iş akdinin evlilik sebebiyle feshedildiğinin kabulüyle kıdem tazminatının hüküm altına alınması gerekir." ifadeleri yer aldı.
Böylece Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, ailevi nedenlerle işten ayrılmayı kadın için haklı fesih nedeni saydı.
"EVLİLİĞE DAYALI FESHİN ARDINDAN BAŞKA İŞYERİNDE ÇALIŞABİLİR"
Öte yandan, kadın işçinin, iş sözleşmesini evlilik nedenine dayalı feshine rağmen başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığının, her bir somut olay yönünden ayrı değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekilen kararda, şunlar kaydedildi:
"Evliliğin kadına yüklediği toplumsal sorumluluğun bir gereği olarak, yasada belirtilen fesih hakkı tanınmıştır. Çalışma hayatının evlilikle birlikte gereği gibi yürütülemeyeceği düşüncesi, aile birliğinin korunması ve kadının aile ile ilgili görevleri, yasa koyucuyu bu doğrultuda bir düzenlemeye yöneltmiştir. Bununla birlikte Anayasal temeli olan çalışma hak ve hürriyetinin ortadan kaldırılması düşünülemez. Kadın işçinin evlilik nedenine bağlı feshinin ardından kısa bir süre sonra yeniden çalışmasının gerekleri ortaya çıkmış olabilir. Hatta kadın işçi, evlilik nedenine dayalı feshin ardından ara vermeksizin başka bir iş yerinde çalışmaya başlayabilir ve bu durum, evliliğin kadına yüklediği görevlerin yerine getirilmesi noktasında daha olumlu sonuçlar doğurabilir."