Yönetim kurulları bekle-gör politikasında
Yönetim Kurulu Barometresi 2022’ye göre şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ı önümüzdeki dönemde istihdamın sabit kalmasını planlıyor veya bu konuda bir hedef belirtmiyor.
Geçmiş yıllara kıyasla günümüz dünyasında ivme kazanan politik, ekonomik ve sosyal dönüşümler sebebiyle yönetim kurullarının sorumlulukları ve organizasyona etkileri artıyor. Özellikle son 10 senede yöneticilerin karşı karşıya kaldığı sayıları artan belirsizlikler, yönetim kurullarının etkinliğini daha da önemli hale getiriyor.
Yönetim kurulları, Türkiye’de ilk defa kapsamlı bir anket ile mercek altına alındı. Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) ve danışmanlık şirketi Bain&Company Türkiye iş birliği ile gerçekleştirilen Yönetim Kurulu Barometresi 2022 sonuçları hakkında değerlendirme yapan Bain&Company Türkiye ortaklarından Volkan Kara, “Yapılan araştırma ışığında yönetim kurullarının gündemlerinin doğru seçilmesi ve doğru işletme/operasyon modellerine göre yapılanması en önemli konu başlıkları olarak karşımıza çıkıyor. Sürdürülebilirlik, yönetim kurullarının görece az zaman ayırdığı ve “daha fazla zaman ayrılması gerektiğine inanılan” konu olarak ön plana çıkarken, “Avrupa Yeşil Mutabakatı ve karbon vergisi” yönetim kurullarında en az zaman harcanan konulardan biri olarak işaret ediliyor” diyor.
Son yıllarda Batılı ülkelerde şirketler ve hâkim ortaklar, kurumsal yönetimin somut faydalarının ve getirilerinin farkına varmaya başladılar. Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) Başkanı Mehmet Sami de “Kurumsal ve sosyal paydaşlar nezdinde farklı konumlanabilmek ve güven tesis edebilmek giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu güven kendiliğinden oluşmuyor” diyor. Bu yöndeki çalışmaları teşvik eden iki ana unsur bulunduğunu ifade eden Mehmet Sami, bunları borsalar ve kanun koyucular ile kurumsal yatırımcılar olarak sıralıyor.
Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği (YÜD) ve danışmanlık şirketi Bain&Company Türkiye tarafından hayata geçirilen Yönetim Kurulu Barometresi 2022 anket çalışması, yönetim kurullarının gündemlerinde kurumsal yönetimin halen gelişime çok açık bir konu olarak yer aldığını ortaya koyuyor.
Yedekleme planı, kritik konulardan
Halka açık şirketlerde ve aile şirketlerinde görev yapan 100’ü aşkın yönetim kurulu üyesi ve CEO’nun katıldığı ankete göre, kurullar değer yaratma konusunda “stratejik, finansal ve operasyonel” açıdan kendini yeterli görüyor, üst yönetimle etkin bir şekilde çalışabiliyorlar. Ön plana çıkan en büyük sorun “yedekleme planı belirlemek” oluyor.
Yönetim kurullarında profesyonelleşme, dışarıdan atanan bağımsız üyelerin çoğalması oldukça önemli. Aile anayasasının yaygınlaştırılması gerekiyor. Aile şirketlerinde birinci jenerasyonda çok yüksek olan değer yaratma potansiyeli, dördüncü jenerasyonda yüzde 4 seviyelerine iniyor.
Lafta çok, icraatte az: sürdürülebilirlik
Çalışmaya katılan yönetim kurulu üyelerine göre, halen gündemlerinde en az zaman harcanan konular arasında, AB Yeşil Mutabakatı ve karbon vergisi bağlamında sürdürülebilirlik, Covid-19 pandemisi, topluma katkı ve yıkıcı inovasyon yer alıyor.
Şirketlerin finansal ve operasyonel performansı, denetim, risk ve uyum ile pazar trendleri ve rekabet koşullarını içeren şirket vizyonu yönetim kurulu üyelerinin en fazla zaman harcadığı konular arasında yer alıyor.
Sürdürülebilirlik, yönetim kurullarının mevcut gündeminde az yer almış olsa da önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlik odaklı yatırımların yönetim kurullarının yüzde 71’inin gündeminde yer alarak, büyüme yatırımlarını bile geride bırakması bekleniyor.
Sürdürülebilirlik ile ilgili fırsat ve riskler şirketlerin yüzde 83'ünde yönetim kurulu ve alt komiteleri seviyesinde değerlendiriliyor. Fonksiyonlar seviyesinde bakıldığında sürdürülebilirlik konuları en sıklıkla Kurumsal İletişim departmanları tarafından yönetilirken, şirketlerin yüzde 12'sinde sürdürülebilirlik için odaklı bir departman bulunuyor.
İstihdamın sabit kalması bekleniyor
Ankete göre, şirketlerin yaklaşık yüzde 60’ı önümüzdeki dönemde istihdamın sabit kalmasını planlıyor veya bu konuda bir hedef belirtmiyor. Bu yaklaşım, büyümekte olan Türkiye ekonomisinde, mevcut belirsizlikler karşısında temkinli davranış yönünde geliştirilen bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.
Şirketleri bekleyen riskler açısından bakıldığında, ekonomik konjonktür, enerji, gıda ve emtia fiyatlarındaki artış ile tedarik zincirlerindeki sorunlar gibi son dönemde global düzeyde yaşanan problemler ve yerel ekonomik, sektörel ve politik belirsizlikler yönetim kurullarının risk algısını önemli derecede etkiliyor. Artan belirsizlikler nedeniyle yönetim kurulları “bekle gör” politikasındalar.
Cinsiyet, yaş ve yetkinlikler gibi parametrelerde, yönetim kurulu üyelerinin çeşitliliği en düşük skor alan kriterlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ankete katılan yönetim kurulu üyelerinin sadece yüzde 54’ü kurullarda yeterli çeşitliliğin olduğuna inanıyor.